27 Şubat 2013 Çarşamba

“Sanayinin Üniversiteden Beklentileri” masaya yatırıldı.



Mersin Üniversitesi (MEÜ) Mühendislik Fakültesi tarafından “Sanayinin Üniversiteden Beklentileri” konulu bir panel düzenlendi.


Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi C- Salonu’nda gerçekleşen panelin açılış konuşmasını ve moderatörlüğünü MEÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Halil Kumbur yaptı. Panelin konuşmacıları ise MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, TMMOB Mersin İKK Sekreteri Veysel Özkan, MESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akkurt ve TARGID Yönetim Kurulu Başkanı Alaaddin Güç oldu. 
Prof.Dr. Halil Kumbur, Üniversitelerin görevleri arasında  kendi idari kadrosunu yetiştirmesi, temin etmesi ve kurumsal yapısını oluşturması gerektiğini söyledi. Kumbur ayrıca nitelikle eleman yetiştirmesi, araştırma geliştirmelere önem verilmesi ve bunu paylaşmaları, toplumsal sorumlulukları kapsamında araştırma sonuçlarını toplumuyla,sanayisiyle ve insanlarıyla paylaşması gerektiğini vurguladı.

Sanayinin de görevi toplumun hizmetlerini karşılayacak mal ve hizmetleri üretmek, ürünlerin kalite ve standartlarını yükseltmek, serbest rekabet piyasası ile rekabet edebilmek için araştırma ve geliştirme programlarını yapması gerektiğini söyledi. 



“Üniversiteler içine kapanık..Kurumsal ilişkilerde eksiklikler var.”
Açılış konuşmasının ardından sunumlara geçildi. İlk olarak  TARGID Yönetim Kurulu Başkanı Alaaddin Güç sunum yaptı. Güç, son 40 yıllık süreçte yapısal eksiklikler dolayısıyla sanayi üniversite işbirliğinin yeterince olmadığını belirtti.Güç, “Niteliksel olarak değerlendirirsel bu yapısal eksikliklerin büyük bir kısmı aşıldı ama bilmemiz gerek nokta; bu üst yapı olarak aşılıyor, alt yapıda yani hayata geçmesi ve pratiği bakımından her zaman sıkıntılar ve eksiklikler oluyor.En önemli eksiklikler ile ilgili kısmı yasal ve mevzuatlarla ilgili olan kısmıdır. Zorlayıcı,yönlendirici canlandırıcı ve ödüllendirici değil.
Sanayi iş dünyasının envanterini önceliklemeye zorunlu değil.Ayrıca bu işin zihniyetle ilgili ortamı da çok gelişmiş değil. O zamanlar ülke gelişmemiş ülke statüsündeydi. O dönemde müthiş bir içe kapanıklılık vardı.Bilgi çok ulaşılabilen bir şeydi.Üniversitelerimiz kendi içine kapanık bir  durumda, sanayici ise el yordamıyla ilerliyordu.Burada da kayıt dışılığın da çok büyük bir etkisi var.Bugün bunlar yavaş yavaş aşılan şeyler konumuna geldi ama yeterli değil.Dolayısıyla içine kapanıklılık tercih ediliyor ama buda sanayicilik için önemli bir eksiklik olarak görüyorum.”dedi. Güç bunların dışında psikolijik engellerin, itibar kaybetme korkusunun hakim olduğunu söyledi. Alaaddin Güç, yapısal eksikliklerin bir tanesinin de kurumsal ilişkilerdeki eksiklikler olduğunu, bunların orta ve uzun vadede çözülebilecek sorunlar olduğunu belirtti.
Üniversitelerin beklentilerinde ise Güç,iki tarafın çalışmalarının bir sosyal kaynaşmayı sağlaması gerektiğini, lisans ve lisans üstü,doktora tez gibi çalışmaların, bölgede var olan üretim süreçlerinin, sanayicilerin sorunları ile ilgili birikmiş sorun envanterine dönük olması ve bunun üniversitenin elinde olması gerektiğini ifade etti.Güç, araştırma ve ders müfredatında, pratik ve uygulamalarda mümkün olduğunca sanayi tesislerinde olmasını ve yerinde görülmesi gerektiği vurgusunu yaptı. Son olarak da Stajların çok ciddiye alınmasını, lisansın önemli olduğunu belirtti.



“Biz elimizi taşın altına koymaya hazırız.”
MESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akkurt ise sunumunda, MESİAD’ın üniversitenin ve OSB’nin kuruluşunda büyük katkıları olan bir kuruluş olduklarını söyledi.Sunumunda oradaki öğrencilere stajın önemini anlattı.Akkurt, öğrencilere her şeyi sormalarını , mezun olduktan sonra bu fırsatı yakalamayabilecekleri öğüdünü verdi.Onun dışında yabancı dilin önemini vurguladı ve mutlaka en az bir yabancı dil öğrenmeleri gerektiğini söyledi..Akkurt, “Üniversite bu şehir için her şeydir. Mersin’de üç üniversite var. Şehrin de üniversiteden beklentisi vardır.Ama üniversiteler biraz içe kapanık.Mersin Üniversitesi daha içe kapanık.Mersin’in beklentisine de zararı oluyor. Sizlerinde bizlerle kaynaşmasına da zararı oluyor.Birlikte hareket etmek zorundayız.Biz elimizi taşın altına koymaya hazırız. Bize ne düşüyorsa yapmaya hazırız.Öğrencilerimizde kazansın, Üniversitemiz de kazansın.Mersin de kazansın.” ifadelerin kullandı.



“Yeni meslek alanları açılmalı”
TMMOB Mersin İKK Sekreteri Veysel Özkan sunumunda, iş dünyasının genelde nitelikli, lisan bilen kişileri tercih ettiklerini belirterek, sivil toplum örgütleriyle birlikte hareket edilerek bilginin paylaşılabileceğini söyledi.Özkan ayrıca üniversitelerin, yerelde ve ülke genelindeki gündemle ilgili görüş açıklamadıklarını ifade etti.Özkan, mesleklere göre istihdam alanları olmadığını ve yeni meslek alanlarının  açılması gerektiğini belirtti. Özkan, “Bilgisayar artık tüm mesleklerle iç içe.Bilgisayarı iyi kullanmak gerekir.Ayrıca bazı meslekler kendi içinde 3-5’e ayrılmalı.Üniversiteler bununla ilgili çalışma yapmalıdır.Onun dışında mühendislerin uzmanlaşması için çalışma da yapılmalı.Mersin Üniversitesi’nde tıp fakültesi dışında diğer fakültelere yeteri kadar önem verilmedi.Bir diğer konu da yapı denetim yasasının yetersizliği. Mersin’de inşaat sektörü gelişmiş durumda ama yapılan konutlar güvenli değil. Çünkü yasadaki boşluktan dolayı eksik iş yapılıyor.”dedi.



"Taklit eden değil yaratan ve bilgiyi iyi kullanan bir nesil yetiştirmek zorundayız"
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, ise  sunumunda, üniversite ile sanayici arasındaki ilişkilerin kopuk bir durumda olduğunu belirtti ve iş dünyası -üniversite işbirliğinin şart olduğunu altını çizdi.Aşut, bilgi ve teknolojinin dünyaya hakim olduğunu belirterek,dünyada kaynakların sonuna gelindiğini söyledi.Dünyanın en büyük firmalarının bilişim firmaları olduğunu belirten Aşut, bunların bilgiyi iyi kullandıklarını ve teknolojiyi yönlendiklerini vurguladı. Aşut, dünyadaki yeni iletişim çağını ıskalamamamız gerekiyor. Bilim ve ekonominin yükselişi sadece sanayi ve üniversite cephesinden değil; İşin içine genç beyinler eklemlenince hızlandı. Sadece sermaye sahibi büyük küresel tröstler değil; Garaj çocukları denilen; Sermayesi bilgi ve merakı olan genç girişimciler işin parçası olunca sorunlar çözüldü. Sadece iş dünyası ve üniversiteler değil, işte bu “Garaj Çocukları” denilen Bill Gates’ler, Steve Jobs’lar ve Zukerbergler işin üçüncü ortağı olunca, yeni bir dünya kuruldu. Yeni bir sanayi devrimini yaşıyoruz. Bilginin ve internet ortamının hakim olduğu bu çağı ve 3. sanayi devrimini Türkiye kaçırmamalıdır.Artık dünyanın en büyük firmaları ağır sanayi kuruluşları değil.Bilişim firmalarıdır. Dünyanın en zenginleri petrolcüleri değil bilgiyi iyi kullanananlar ve onların yarattığı değerlerdir.Tüm eğitim sistemimiz gerçek sanal problemlerden sıyrılıp, gerçek sorunlara ve bu vizyona göre şekillendirilmelidir.O sebeple bilgi ve iletişim teknolojileri çocuk yaşta verilmeye başlanmalıdır.Türkiye bu vizyonu görmelidir. Bilgi ve iletişim teknolojileri dünyanın üretim ve lojistik gibi bir çok temel sistemini baştan aşağı değiştirmektedir.Buna adapte olanlar, bunu uygulayanlar, bunu oluşturan ve yönetenler dünyanın küresel güçleri olacaktır. Taklit eden değil yaratan bir nesil yetiştirmek zorundayız."dedi.



Sunumların ardından soru cevap bölümüne geçildi. Panelin sonunda da sunum yapan katılımcılara teşekkür belgesi verildi.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder