
Ekonomi Bakanı Zafer
Çağlayan’ın daveti üzerine köşe yazarları ile birlikte Mersin'e gelen
Milliyet Gazetesi, il etkinliğine Bakan Zafer Çağlayan ,Vali Hasan Basri
Güzeloğlu, iş dünyası,oda ve dernek başkanlarının katılımıyla Hilton SA
Oteli’nde gerçekleştirdi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan burada
yaptığı konuşmada "2002 yılında Ankara Sanayi Odası başkanlığı yaptığı
dönemde Türkiye'nin bugünleri görebileceğini tahmin bile edemediğini
ifade eden Çağlayan, "Eğer o günlerde, Türkiye'nin bu yerlere geleceğine
dair benimle iddiaya giren olsaydı, tereddütsüz olamayacağına dair
iddiaya girerdim ve kesinlikle kaybederdim" dedi.

Türkiye'nin
son 10 yılda olağanüstü bir performans gösterdiğini dile getiren
Çağlayan, "Bunlar siyasi ve ekonomik istikrarla oldu. Ama Türkiye'nin
rekor büyümesini ve ihracatını, Türk özel sektörü gerçekleştirdi. Yani
Türk ekonomisine yön veren iş alemi yaptı. Ben bir siyasetçiyim.
Siyaseten kendime pay çıkartabilirim. Ama bu işte asıl sözü olan, Türk
özel sektörüdür. Bunun için ben Türk özel sektörüne teşekkür ediyorum.
Özel sektör, şu an içinde bulunduğumuz dünyanın kötüye giden ekonomik
konjönktüründe, cumhuriyet tarihinin rekorlarının nasıl kırılacağını
gösterdi" dedi.

Çağlayan,
ihracattaki pazar alanlarının genişletilmesi gerektiğini belirterek,
"Eğer biz sadece Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu'ya bağlı kalsaydık,
oradaki ekonomilerden etkilenmiş olsaydık, bugün sizlere neden bir yıl
önceye göre ihracat rakamlarının düştüğü için bahaneler bulmaya
çalışacaktık. Ama bugün şükürler olsun, bahaneye gerek yok. Biz bundan
bir kaç yıl öncesine kadar birilerinin yurtdışı gezileri sırasında
'Bunlar neden dışarıya gidiyor, ne var dışarda-' şeklindeki sözlerine
kansaydık, Türkiye bugün bu başarıyı gösteremezdi" diye konuştu.

Türkiye'nin enerji konusundaki ihtiyacına da değinen Çağlayan, şöyle konuştu:
"Doğal
gazdan başka hiçbir geliri olmayan ülkelere bakın. Hiçbir ülkede
elektrik enerjisi üretiminde doğal gaz yüzde 52 ağırlıkta değildir. Ama
Türkiye'de var. Niye- Çünkü geçmişte Türkiye'nin enerji stratejisi
olmadığı için. Sanayi Odası Başkanıyken, çok eleştirdim ve doğal gaz
lobisinin yüzüne fırlatmaya çalıştım. Çünkü enerjiyle ilgili geleceği,
büyümeyi kimse okuyamadı. Enerji günü geldi, ödemek zorundasın. En kolay
yol seçildi, doğal gazdan elektrik üretme santralleri kuruldu. Oysa
bizim, kömürümüz, güneşimiz, rüzgarımız ve jeotermalımız var. Allah'ın
verdiği her şey var ülkemizde. Bunun hepsini yapabilirsiniz."

-"Bizim oğlanın adı Yaşar..."-
Çağlayan, Türkiye'nin geçen yıl 54.1 milyar dolarlık enerji ithalatı yaptığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Şimdi
çıkarmış olduğumuz yenilenebilir enerji kanunuyla diyoruz ki, teşvik
sisteminde almış olduğumuz tedbirlerle enerjide bağımlılığı azaltmak
zorundayız. Yoksa cari açığı her zaman konuşacağız. Biz yeni sistemde
nükleeri de kullanmak zorundayız. 'Efendim nükleer olmasın' diyenler
var. MHP'si, CHP'si, nükleer santral kurulmasını seçim beyannamesine
hepimiz koyduk. Bizim oğlanın adı Yaşar, mahkemede doğruyu söyler,
karakolda şaşar. Şimdi seçim beyannamesinde bunu verenler, 'Vay efendim
nükleer nereden çıktı-' Nükleer nereden çıktı biliyor musunuz- Biz geç
bile kalmışız. Zaman kaybettirildi Türkiye'ye... İster doğal gaz lobisi
diyin, isterseniz kim derseniz diyin, Türkiye zaman kaybetti. Türkiye
isterse, nükleer yapmasın. Etrafındaki nükleere bakın. Eğer nükleer
Türkiye için bir tehdit olacaksa, etrafındakiler oluşturmayacak mı,
oluşturmadı mı- Şimdi gelişen teknoloji, gelişen şartlarda alınabilecek
her türlü tedbiri alırsınız. Uçağa bindiğiniz zaman da güvenlik
sorununuz var. Şimdi nükleeri neden yapmak zorundayız, bugün 2 nükleer
santralden 85 milyar kilovat saat elektrik enerjisi üreteceğiz. '85
milyar kilovat saat elektriğin kolayı var, kolaycılığa devam. Doğal
gazla yapalım' diyebilirler. Biz demiyoruz. Bunun karşılığı ne biliyor
musunuz- Bugünkü rakamlarla 4.5 milyar dolar doğal gaz. Nükleeri yaptık,
nedir bunun karşılığı- 320 milyon dolar. Ben nasıl enerjiyi ucuza mal
edeceğim- Benim enerjim pahalı olduğu için yılda 10 milyar dolarlık
demir çelik hurdası, 3 milyar dolarlık alüminyum, 2.5 milyar dolarlık
bakır ithal ediyorum. Benim enerjim pahalı olduğu için kimya sektöründe
11 milyar dolar dış ticaret açığı veriyorum arkadaşlar."

Marka
değerinin önemine değinen Çağlayan, üretimlerine katma değeri ve
inovasyonu koyanların gelirlerini artırdığına işaret ederek, bu yüzden
sanayici ve iş adamlarından markalaşma ve inovasyona daha fazla önem
vermelerini istedi.



Mersin
Valisi Hasan Basri Güzeloğlu da konuşmasında“18’nci yüzyılın 2’nci
yarısından itibaren Osmanlı’nın yurt dışına açılan kapısı olarak
şehirleşme sürecini başlatan Mersin, Akdeniz’e kıyı bütün ülkelerden
ticaret amaçlı göç almış, göç dinamiği bugüne kadar devam ettirmiş ve
bunu zenginleştirici bir unsur olarak geleceğe taşımıştır. Türkiye’nin
dış ticarette İstanbul’dan sonra en büyük ikinci merkezi olarak
geçtiğimiz yıl 21 milyar dolarlık dış ticaret gerçekleştiren Mersin,
İstanbul’un ardından ülkemizin en büyük 2’nci limanına sahiptir.
Ülkemizin 2023 hedeflemesi noktasında dünyanın en büyük ilk 10
konteynır limanı arasına girecek ticari limanın ilimize yapılacağı
Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer
Çağlayan tarafından açıklanmıştır. Tarımda Türkiye’nin en yüksek
değerini üreten ve adeta yeryüzü cenneti olan Mersin, lojistikte
uluslararası aktarma merkezi ve uluslararası liman kenti konumuyla öne
çıkmaktadır” diye konuştu.
Mersin’in tanınmayı hak ettiğini ve Mersin’i konuşmanın bir anlamda
Türkiye’yi konuşmak olduğuna vurgu yapan Vali Gğüzeloğlu, “Sahip olduğu
inanç, kültür, değer gurupları, zenginlik ve dinamikleri ile Mersin,
21’nci yüzyılda ülkemizin güçlü yürüyüşünü zenginleştiren bir
büyükşehir olarak öne çıkmaktadır. Reklam dilinin ‘Algı gerçektir’
şeklinde çok önemli bir tanımlaması vardır. Algının oluşturularak
değerlerin yansıtılması ve doğru aktarılması hedef kitleye
buluşturulması ile ilgilidir. Mersin bilinenin ötesinde bir derinliğe
sahiptir. Bu nedenle algı değerini oluşturmada Ekonomi Bakanımız Sayın
Zafer Çağlayan’ın Mersin Milletvekili olması noktasındaki değişimi
açıkça gözlüyoruz. Geride bıraktığımız haftalarda Avrupa Birliği (AB)
üyesi bir ülkenin Cumhurbaşkanı’nı tam 2 gün boyunca Mersin’de
ağırladık. İstanbul ve Ankara dışında uluslararası buluşmalara Türkiye
adına ev sahipliği yapan Mersin, yatırım fırsatlarının sorgulandığı,
ülkemizin ihracat gemisinin ve dış ticaretinin kaptanı olan Ekonomi
Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan’ın öngörüleri ile geleceğini yönlendiren
bir büyükşehir konumuna gelmiştir. Milliyet Gazetesi Mersin İl
Etkinliği’nin Mersin’in kaptanı ve ilimiz gelişmesinin mimarı olan
Ekonomi Bakanımızın katılımıyla gerçekleştirilmesinden mutluluk
duyuyorum.”dedi.


Özellikle son iki gündür Mersin
çok hareketli. Ekonomi bakanı Zafer Çağlayan'ın Mersin'de olması şehre
ayrı bir canlılık katıyor.Gerçekten de Sayın Çağlayan'ı bu şehrin
insanları çok seviyor. Mersin için çok çalışıyor çünkü. Ve Mersin'de
olduğunda şehrin potansiyeli artıyor. Mersin böyle bir bakanı olduğu
için çok şanslı bir kent.Mersinliler de bunun farkında.O yüzden dediğim
gibi Mersin'de onu çok seviyor.
Gelelim il kongresine. Büyük gün
yarın. Akgül ve Çöllüoğlu sahaya geç inmelerine karşın kendilerini
anlatabildiklerine inanıyorum. Akgül, STK ve Kurum ziyaretler yanısıra
delegelere de kendini anlatma fırsatı buldu. Çöllüoğlu, vizyoner
kişiliği ile ulaşılabilir ve Mersin'İ Ak Parti belediyeciliği ile
tanıştırbilecek fikir ve hedefleriyle adından söz ettirdi. O da bu hafta
ilçeler dahil tüm teşkilatları gezdi. Çok güzel de ilgi topladı.
Mekin Merter Salt ise her ne kadar bakan Çağlayan'ın programını takip
ettiyse de, Genel Merkez'in adayı sözünün verdiği rahatlamayla bu seçime
açıkçası fazla asılmadı
Ama bir şey dikkatimi çekti. İl başkanlığı seçim sürecini "genel merkez adayı" üzerine kuran Salt ve ekibinde sanki bir
rahatsızlık hakim. Diğer adaylardan çekiniyor olsa gerek . Hele ki ilçe
başkanlarının deklarasyon yayınlamak zorunda kalmalarını da eklersek bu
seçimde fazla yorulmadı da diyebiliriz. Bu seçimde sürekli genel merkez
adayı baskısını delege üzerinde kurmaya çalıştılar sanki. Başarılı
olacaklar mı hep birlikte göreceğiz. İl kadın kolları başkanının
televizyona çıkıp Salt'ı desteklediklerini açıklaması da bu rahatsızlığı
anlatıyor.Örneğin bu akşam Öğretmenevi'nde 600 delegeye yemek
verilecek. Şöyle düşünüyorum.Hani genel merkez adayıysanız ve seçimi
garanti görüyorsanız sürekli bu açıklamayı hatırlatarak bir baskı unsuru
haline getirmeye ne gerek var.Bu korku neden? Yada ilçe başkanlarının
deklarasyon yayınlamalarına aynı şekilde ne gerek var. Hep beraber
seçime girersiniz ve kazanırsınız. Bu kadar basit.
Tekrar
söylüyorum Mersin'de diğer partilerden bir ses çıkmıyor.Valiliğin
billboard asmasına tepki koyan CHP ve MHP il kongresi hakkında bir
açıklama yapmıyor.Renk belli etmiyorlar.Çünkü onlarda 2014 yılındaki
yerel seçimlerde kazabilmeleri için Salt'ın il başkanlığını istiyor.
Birde karşılarına keza 2009 daki gibi iddia edilen bir seçim koalisyonu çıkarsa hepten kaybeder Ak Parti.
Sırtınızı hükümetin icraatlarına dayayıp yada sadece Akdeniz Oyunlarına
güvenip son iki yılda olduğu gibi ne çalışıldığı belli
olmayan,paylaşılmayan ve yerel yönetimleri eleştirmeyen bir anlayışla hareket ederseniz 2014 seçimleri için şimdiden geçmiş olsun diyebiliriz.
Daha kısa bir ifadeyle geçmiş 2 yılda yapılan çalışmalar Ak Parti İl yönetiminin Mersin'i almaya yetecek bir referans yaratmadığını söyleyebilirim.
Hükümetin ve özellikle Bakan Çağlayan'ın Mersin
için yapmaya çalıştığı özverinin ve Mersin'i bir dünya kenti yapmak
için verdiği mücadelenin karşılığı Mersin'i Ak Parti belediyeciliği ile
tanıştırmak olacaktır. Salt ve ekibi bunu başarır mı bilmiyorum. Çünkü
plan ve hedeflerini il kongresi öncesi duymadım Tek duyduğum hükümetin
icraatlarını yinelemesi.
Eleştiriyoruz diye adaylar bize
kızmasınlar.Eleştirimizi yapıyoruz. Çünkü eksik gördüğümüz şeyler var.
Eleştiriyoruz. Çünkü bu kenti seviyoruz ve en güzel ellerde bir dünya
kenti olma yolunda gitsin istiyoruz. Çünkü bu kent çok güzel şeyleri
hakkediyor.
Büyün adaylara yarınki seçimde başarılar diliyorum.

Çağlayan "Biz büyük
düşünüyoruz. Mersin'i dünyanın en önemli aktarma ve lojistik
merkezlerinden biri haline getirmek istiyoruz."dedi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan Mersin'de son bir yıl içinde yapılan hizmetler konusunda şunları söyledi:
Saygıdeğer Basın Mensupları,
Değerli Mersinliler...
Öncelikle
sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyor, hepinizi sevgiyle
selamlıyor, Mersin dışından gelenlere ev sahibi olarak hoş geldiniz
diyorum.

12 Haziran 2011 de yapılan demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından olan seçimlerin üzerinden 1 yıl geçti.
Bu
toplantıda, AKPARTİ milletvekili arkadaşlarımla ve İl Başkanımızla
birlikte seçimlerin üzerinden geçen 369 günü değerlendireceğiz. Son 1
yılda Mersin'de neler yaptık, neler yapamadık, neler yapmaya devam
ediyoruz, bunları konuşacağız.
Okulların
tatile girdiği bu dönemde nasıl öğrenciler karnelerini almışsa, biz de
"Mersin İcraat Karnemizi" sizlerle paylaşacağız.
"İstikrar Sürsün,
Mersin Büyüsün" sloganı ile çıktığımız yolda Mersin halkı bize teveccühü
gösterdi ve AK PARTİ'yi Türkiye'de olduğu gibi Mersin'de de birinci
parti yaptı. Öncelikle bir kez daha tüm Mersinli hemşerilerime teşekkür
ediyorum. Ancak şunu da bir kez daha belirtmek istiyorum ki, biz AKPARTİ
milletvekilleri ve şahsen de bu milletin bakanı olarak, seçildiğimiz
andan itibaren Mersin'e parti kimliğinin ötesinde kendimizi birer nefer
gibi hizmet etmeye adadık.
Mersinliler bize, Mersin'i marka şehir yapma sorumluluğunu yükledi.
Biz de bu sorumluluğu yerine getirmeye çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz.
Seçim çalışmalarımız sırasında "Mersin'in Akdeniz'in yıldız kenti olması için önünde hiçbir engel yok" demiştik.
"Mersin bulunduğu konumdan çok daha ilerisine layık" demiştik.
"Mersin, gökkuşağı güzelliği ile çok daha iyisine layık" demiştik..
"Mersin'i hak ettiği konuma elbirliği ile, birlik beraberlik ile getireceğiz" demiştik.
"Mersin'in altını üstüne getireceğiz, Mersin'i Akdeniz'in en önemli kentlerinden biri yapacağız" demiştik.
Yapacaklarımızı, Mersin için düşündüklerimizi, projelerimizi bir bir açıklamıştık.
Çünkü, biz "işimiz hizmet, gücümüz millet" düsturuyla yola çıktık.
Gayemiz "milletimize hizmet etmek, hükmetmek değil".
İşte
bu düşüncelerden hareketle 12 Haziran 2011 tarihinde bizlere güvenen
Mersinli hemşerilerimden aldığımız destek ile hemen işe koyulduk.

Bizler seçim zamanı söz verip, sonrasında sözlerini unutanlardan değiliz.
Bizler, "SİYASETİN SÖZ VERMEK DEĞİL, SÖZÜNÜN ERİ OLMAK" olduğuna inanıyoruz.
Sn. Başbakanımızın hep işaret ettiği, bizim de söylediğimiz gibi "ne
aldatan olacağız, ne de aldanan olacağız".
Şunu söylemiştik, Mersin bulunduğu coğrafi konum, stratejik özelliği,
320
km'yi aşkın sahili, tarihi kültürel zenginlikleri ile Türkiye'nin en
önemli liman, en önemli turizm, en önemli lojistik merkezlerinden biri
olacak.
Bu bir hayal değil, Mersin zaten bunu hak ediyor.
İşte
bugün, Mersin'i Türkiye'nin, Akdeniz'in ve dünyanın en önemli
kentlerinden biri haline getirmek için tek tek ne söz verdik, ne
aşamadayız, bunları konuşacağız.
Söz verdiklerimizden biri, Çukurova Uluslar arası Havalimanı'nı.
Değerli arkadaşlar,
Öncelikle,
kentli bilincinin geliştirilmesi, birlik ve beraberliğin sağlanması,
Mersin için elele verilmesi ve "Mersin için bir tuğla da ben koymalıyım"
anlayışının kente hakim olmaya başlaması bizim için en önemli
kazanımdır.
Bu düşünce, nasıl Mersin İdman Yurdu'nda zirve yapmışsa,
yaratılan bu sinerji ile Mersin "birlik ve beraberlik içinde, Mersin
için birlikte hareket ederek" Mersini daha ileri noktalara taşıyacaktır.
İşte
bir yıllık çalışmalarımızla, kentli bilincini oluşturmak ve kentine
sahip çıkmak yaklaşımını egemen kılmak birinci önceliğimizdi.

Çok şükür, bugün düne göre çok daha iyiyiz.
Çünkü biliyoruz ki, Mersin'in ve Mersinlinin ihtiyacı, eksiği çok.
Beklentisi
yüksek. Yatırımlardan, kalkınmadan, gelişmeden, refahtan, gelirden hak
ettiği payı almak istiyor. Biz de bunu bilerek, "Devler gibi eserler
bırakmak için karıncalar gibi çalışmak gerekir" anlayışından yola
çıkarak çalışıyoruz.
Değerli Konuklar,
Önemli olan bir kentin
marka değerini yükseltmek ve orayı yaşanılır bir cazibe merkezi haline
getirmektir. İnsanların mutlu olduğu, oralı olmaktan kendisini mutlu
hissettiği bir kent haline gelmektir.
Mersin, uzun yıllar ülkemizin
cazibe merkezlerinden biri oldu. İklimi, yaşamın nispeten ucuz ve rahat
oluşu, bir çok imkanı bir arada sunması bunu sağlayan etkenlerdi. Bu da,
ülkemizin uzun yıllardır yaşadığı,
özellikle doğu ve güneydoğudan göç olgusunda Mersin'i en önemli cazibe merkezlerinden biri haline getirdi.
Doğal
olarak, bu talep yoğunluğu ve nüfusun hızla gelişmesi, bugün bize
önemli bir görev yüklüyor. O da, bir taraftan hızla kenti daha
yaşanılır, daha modern ve rahat bir kent haline getirmek. Diğer taraftan
da, kentin potansiyelini harekete geçirerek daha fazla gelir üretmesini
sağlamak.
Biz bunları dikkate alarak, hedeflerimizi ve politikalarımızı belirledik.
AKDENİZ OYUNLARI
Geçen
yıl, gündemin en önemli konusu Akdeniz Oyunları ve oyunlar kapsamında
kente yapılacak yatırımlardı. Çünkü, 450 milyon liraya ulaşacak bu
yatırımlarla, hem dünya çapında bir etkinliğin yapılmasıyla Mersin'in
değeri artacak, hem de, bu yatırımlar yapılırken sağlanacak katkıyla
kent ekonomisinin çarkları daha hızlı
dönecekti.
Açık konuşmak
gerekirse, Akdeniz Oyunlarının Mersin'e kazandırılması için Sayın
Başbakanımız devreye girdi, garanti verdi ve Akdeniz Oyunlarını Mersin'e
hediye etti.
Bundan sonra bize düşen, bunun gereklerini yerine getirmekti.
Akdeniz
Oyunları, önümüzdeki dönemde, Mersinimizin markalaşmasını sağlayacak en
önemli projedir. Ve olimpiyatlardan sonra 26 dalda yarışmaların
yapıldığı dünyanın en önemli spor organizasyonlardan
biridir. 2013
yılı Haziran ayında gerçekleşecek organizasyona 24 Akdeniz ülkesinden
4000'e yakın sporcu katılacak, on binlerce ziyaretçi de Mersin'e akın
edecek.
İşte biz de hızla kolları sıvadık, Gençlik ve Spor
Bakanlıağımız ve Düzenleme Komitemizle birlikte, şehrimizde yapılacak
450 milyon liralık yatırımın ihalesini 29 Kasım 2011'de yaptık,
temellerini attık, inşaatlarına başladık.
Türkiye'nin en modern
stadyumu olacak Mersin Arena Stadı başta olmak üzere, spor salonları,
olimpik yüzme havuzu, tenis kompleksi ve 3.500 kişilik Olimpiyat
Köyü'nün inşaatları bugün neredeyse yüzde 50 seviyesine ulaştı.
Bu
kapsamda ayrıca, Erdemli atış poligonu, Adana atlı spor kulübü,jimnastik
salonu, spor salonu ve antreman sahası, Nevin Yanıt atletizm kompleksi
tribün projesi, plaj voleybolu tesislerinin de ihalesi tamamlandı,
sözleşme imza aşamasına gelindi.
Geçen yıl biz bu yatırımları
anlatırken, bu tesislerin yetişmeyeceğini söyleyerek dudak bükenlere
bugün bu tesislerin inşaatlarına gidip bakmalarını tavsiye ediyorum.
İşte ekranda gördüğünüz gibi, Akdeniz Oyunları'nı şölen havasına
çevirecek bu tesisler hızla yükseliyor.
Kimse merak etmesin, Akdeniz
Oyunları tesisleri öngörülenden çok daha kısa sürede bitirilecek,
oyunların ardından da Mersin ve Mersinlinin hizmetinde olmaya devam
edecektir.
Çünkü biz bu yatırımları sadece Oyunlar için yapmıyoruz.
Akdeniz Oyunları bizim için bir vesile. Asıl yatırım Mersin ve Mersinli
içindir.
ÇUKUROVA ULUSLARARASI HAVALİMANI
Söz
verdiklerimizin başında Adana ile Mersin'i birleştirecek, Akdeniz'i hem
yolcu, hem de yük taşımasında dünyaya bağlayacak Çukurova Uluslar arası
Havalimanı geliyor.
Bu yatırıma da dudak büküldü. Biz ne yaptık? 15
Aralık 2011'de ihalesini yaptık, 26 Ocak 2012'de uygulama sözleşmesini
imzaladık.
İşte ihaleyi kazanan firma temsilcileri burada. Şimdi
teknik çalışmaları tamamlayarak temel atmaya hazırlanıyoruz. 36 ayda
tamamlanacak bu yatırım ile 357 milyon Euro'luk yatırım
gerçekleştirilecek.
Tam 357 milyon euroluk yatırımla 36 ayda
tamamlayacak olan konsorsiyum, Çukurova Uluslar arası Havalimanı'nı 9
yıl 10 ay 10 gün işletecek. Bu sürenin kısalığı bölgenin canlılığını ve
potansiyelini
işaret etmektedir. Çünkü bu havalimanı, yıllık 30 milyon yolcu kapasitesiyle Türkiye'nin en büyük havalimanlarından biri olacak.
Mersin
ve Adana bölgesinden yapılan ihracatın ve lojistik imkânlarının
artması, Akdeniz olimpiyatlarının yapılacak olması, Antalya bölgesinden
sonra turizm alanında Mersin'in yıldızının parlaması ve yeni yatırım
beklentileri bu sürenin kısalığına etki eden diğer faktörlerdir.
Böylesine
önemli bir yatırım bölgeyi adeta uçuracak. Zira bu havalimanı sadece
Mersin'in değil, Adana'nın, Karaman'ın, Osmaniye'nin, Niğde'nin "dışa
açılan kapısı" olacak.
İnşaata başlanması ile birlikte Mersinli
hemşerilerime yeni iş kapıs açılacak, tamamlanmasından sonra Mersinli
hemşerilerime istihdam sağlanacak.
TARSUS-KAZANLI TURİZM BÖLGESİ
Değerli Basın Mensupları,
Kıymetli hemşerilerim,
Mersin
320 km sahil şeridi ile Akdeniz'in en önemli turizm merkezlerinden
potansiyelini bünyesinde barındırıyor, işte bu nedenle Mersin turizmden
daha fazla pay almayı hakkediyor dedik. Mersin'e turizmde basamak
atlatacak projelerden birisi Tarsus-Kazanlı turizm bölgesidir.
Bu
tesislerin tahsisleri yapıldı, inşaata başlanması için ormanın içinden
geçecek yolun inşaatına başlandı. Su ve elektrik teminiyle ilgili
çalışmalara başlandı. Bu arada, 7.500 olan yatak kapasitesini 15.000'e
çıkardık. Bu sayede bölgeye 1.5 milyar liralık bir yatırım
gerçekleştirilecek. Şimdi yatırımcılarla birlikte temel atmaya
hazırlanıyoruz.
İnşaat süresinde açılacak iş kapılarının yanında,
Tesislerin bitmesi ile 10 bin kişinin üzerinde daimi istihdam
sağlanacak. Bu yatırımla sadece otelde çalışacak insanlara değil,
Mersin'in gıdadan tekstile, taşımadan temizliğe, mobilyadan eğlenceye
kadar 100'e yakın sektöründe inanılmaz bir potansiyel oluşturacak.
Bu
projenin yanında, Karboğazı-Gülek de Turizm Gelişme Bölgesi ilan
edildi. Bu bölgenin de çalışmaları tamamlanıyor ve yakında tahsis
ihaleleri yapılacak. Böylece kış ve etkinlik turizmi devreye alınarak,
Mersin'in turizm açısından çok yönlü cazibe merkezi olması sağlanacak.
Mersin'in
bulunduğu konumu, ulaşım ağı, demiryolu bağlantısı, limanları ile
Türkiye'nin en önemli lojistik merkezi özelliğini taşıdığını, bu
potansiyelin harekete geçirileceğini vurgulamıştık.
Bu özelliğini harekete geçirecek yatırımlar bir bir yapılmaya başlandı. Bunlardan birisi Mersin Yat Limanı.
MERSİN YAT LİMANI
Türkiye'nin
en büyük 2. yat limanı olan Mersin Marina, 500 yatlık deniz, 500 yatlık
kara bağlama kapasitesine sahip bu liman Türkiye'nin Doğu Akdeniz
çanağındaki en büyük marinasıdır. Hizmete sunulan Mersin
Yat Limanı
ile binlerce yat Mersin'e demir atacak, binlerce turist Mersin'in
güzellikleri ile tanışacak ve Mersin turizm gelirlerinden daha fazla pay
alacaktır.
Turizmde yaratılan bu sinerji ile Mersin dünyanın en
çok kazandıran Kruvaziyer turizmin de merkez olacak. Liman yolu ile
yıllık 1 milyon 200 bin turist Mersin'e gelecek. 1 milyon 200 bin turist
Mersin'in güzelliklerini keşfedecek, tarihi, kültürel mirasını
öğrenecek ve zincirleme etki ile Mersin'in daha da tanınmasına katkı
verecektir.
Elbette bunlar Mersin'in genel ticaret ve ekonomisine
katma değer katacak, artan ticaret hacmi ile Mersin hak ettiği konuma
doğru hızla yol alacaktır.
Mersin'in lojistikte diğer bir avantajı dünyanın en büyük 120 konteynır limanları sıralamasında 97.sırada yer alan limanıdır.
Ancak bununla yetinmeyecek ve dünyanın en büyük 10 limanından birini Mersin'e yapacağız.

MERSİN KONTEYNIR LİMANI PROJESİ
Orta
Asya Türk Cumhuriyetleri'nin ve Orta Doğu ülkelerinin Akdeniz'e
açılmalarında Akdeniz Limanlarımız önemli bir rol
üstlenebilecekmavantaja sahiptir. Bu çerçevede Mersin'de ana liman
(Hub-Port) olarak hizmet vermek üzere 12 milyon TEU kapasiteli Mersin
Konteyner Limanı Projesi planlanmış olup çalışmaları sürdürülmektedir.
Dolgu
yöntemiyle yapılması planlanan ve 2 milyar 872 milyon Euro'ya mal
olmasını planladığımız liman ile ilgili Projeler hazırlandı ve altyapı
tamamlanarak ihale aşamasına getirildi.
MERSİN - MISIR RO-RO SEFERLERİ
Suriye'deki
mevcut durumu, olayların ilk başladığı anda tahmin ederek, Mısır ile
başlatmayı öngördüğümüz Ro-Ro projesini Kızıldeniz üzerinden Körfez
ülkelerine uzatmak üzere süratle harekete geçtik ve Mısır
Hükümetinin de desteği ile projeyi hayata geçirdik.
Çünkü
temel hedefimiz, Türkiye'yi Mısır üzerinden tüm Afrika kıtasına
bağlamak, Mısır'ı da Türkiye üzerinden Avrupa'ya, Asya'ya bağlamaktır.
Şimdilik haftada 2 sefer olarak başlattığımız Ro-Ro seferleriyle Mersin-Mısır Ro-Ro hattında 150'ye yakın tır taşınıyor.
Ayrıca, Lübnan ile Mersin arasında da Ro-ro seferleri başlattık.
Mersin Türkiye'nin dış ticaretinin, ihracatının en önemli lojistik merkezi demiştik.
Bugün dünyanın en işlek konteyner limanları arasında Şangay, Hong Kong ve Singapur başı çekiyor.
Biz de Mersin limanını dünyanın sayılı en işlek limanları arasına sokmak istiyoruz.
Başlattığımız Ro-Ro ile Mersin'in "Doğu Akdeniz"in "HUB"ı yapma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.
MERSİN SAĞLIK KAMPUSÜ
Bizim
en önem verdiğimiz yatırımlardan bir tanesi de, Toroslar İlçesi TOKİ
konutları bitişiğinde inşa edilecek, Türkiye'nin 6. Büyük hastanesi
olacak olan Mersin Sağlık Kampüsü idi. Bu projeyi açıkladık ve dedik ki
proje kapsamında;
513 Yataklı Genel Hastane,
408 Yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi,
166 Yataklı Kalp ve Damar Hastalıkları Hastanesi,
96 Yataklı Psikiyatri Hastanesi,
50 Yataklı Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi inşa edeceğiz.
İlgili arsanın Sağlık Bakanlığı'na süresiz tahsisi sağlandı ve
İhalesi 11 Mayıs 2012 tarihinde tamamlandı.
Türk ve yabancı ortaklı konsorsiyumun kazandığı ihale kapsamında Sağlık Kampüsü 36 ayda tamamlanacaktır.
Değerli Basın Mensupları
ÖTV VE KDV'SİZ AKARYAKIT UYGULAMASI
Mersin'de
seçim çalışmalarında ihracat malı taşıyan tırlarımızın başka limanlarda
uygulanan ÖTV ve KDV'siz akaryakıt uygulamasından yararlanmadığını, bu
uygulamaya Mersin limanının da dahil edileceğini söyledik.
Dedik ki
Mersin Limanından "ÖTV ve KDV'siz akaryakıt verilmesini sağlayacağız".
Çünkü bu ihracatçılarımıza haksız rekabet oluşturuyor.
Türkiye'nin 7 limanında yapılan bu uygulamaya Mersin limanının da dahil edilmesi gerekir.
Dedik
ve yaptık, 20 Temmuz 2011 tarihinden itibaren Mersin Limanı'ndan da,
ihracat malı taşıyan kamyon ve TIR'lara "ÖTV ve KDV'siz akaryakıt
verilmesi" uygulanıyor.
YOLLAR
Mersin'i Türkiye'ye ve dünyaya
bağlamak ve hemşehrilerimizin rahat ulaşımını sağlamak için karayolu
inşaatlarını da hızla sürdürüyoruz.
Mersin'den Antalya'ya ulaşımı 10
saatten 5 saate indirecek toplam 227 km uzunluğundaki Akdeniz Sahil
Yolu'nun, toplam 158 Km'si sathi kaplama seviyesinde tamamlanarak
trafiğe açıldı.
Kalan 69 km'lik kesimin 10 km'sinin 2012 yılında 59
km'sinin ise 2014 yılı sonuna kadar tamamlanarak trafiğe açılması
hedeflenmektedir.
Proje kapsamında toplam 5 441 m uzunluğunda 8 adet çift tüp tünel bulunmaktadır. Böylece projenin yüzde 75'i tamamlanmış oldu.
Mersin-Karaman
Duble yolunun da yüzde 50'si tamamlandı ve 112 kilometrelik yolun 56
kilometresi trafiğe açıldı. Kalan 55,3 km'lik kesimin 15 km'sinin 2012
yılında, 40,3 km'sinin ise 2013 yılı sonuna kadar tamamlanarak trafiğe
açılması hedeflenmektedir.
Tarsus-Mersin Otoyolunun Çeşmeli'den Silifke Taşucu mevkiine kadar toplam 64 km. uzatılması hedeflenmektedir.
64
km. ana gövde ve 23 km. kavşak bağlantı yolları olmak üzere bütçesi,
toplam 87 km'nin kamulaştırma maliyeti 350 milyon lira, yapım maliyeti
de 500 milyon lira olmak üzere toplam 850 milyon lira olarak
tahmin edilmektedir.
Şunu
söyleyebilirim ki, 4 yıl içinde Mersin'de karayollarına 1,5 milyar TL,
eski parayla 1,5 katrilyon liralık yatırım yapacağız.
SERBEST BÖLGELER
Biz Mersin'e 5 Yeni Nesil Serbest Bölge kazandıracağımızı söyledik.
Lojistik,
tarım, havalimanı ticaret, yat inşa ve bakım onarımalanların da
kurulacak bölgelerle ilgili planlamalarımızı hazırladık.
Bu arada, bu
tür bölgelere desteğimizi artırabilmek için, Serbest Bölgeleri Özel
Ekonomik Bölgelere dönüştürecek çalışmayı da tamamladık ve yasal
düzenlemeyi hazırladık.
TBMM tatile girene kadar yürürlüğe girmesini öngördüğümüz bu düzenlemeyle, Mersin çok önemli bir dönüşüm sağlayacak.
Bu
bölgelerle Mersin'de özel bölgede faaliyet gösteren firma sayısı
1300'ün, bölgelerdeki istihdam 25 binin üzerine çıkacak ve 15 milyar
dolarlık yeni ticaret hacmi üretilecek.
TARIM
Değerli basın mensupları
Mersin bir turizm kenti olduğu kadar, aynı zamanda da tarımsal üretim kentidir.
Türkiye'nin
Yaş meyve üretiminin yüzde 10'u, muz üretiminin yüzde 72'si, çilek
üretiminin yüzde 54'ü, turunçgil üretiminin yüzde 30'u, limon üretiminin
yüzde 62'si Mersinde yapılmaktadır.
2011 yılı rakamlarıyla
Türkiye'nin 2.3 milyar dolar olan Yaş meyve sebze ve Turunçgil
ihracatının yüzde 21'i, yani 486 milyon dolarlık kısmı Mersin'den ihraç
edilmektedir.
Böylesine önemli potansiyeli bulunan bu ürünlerimize ihracat desteği sağlamak da bizim görevimizdir.
Halihazırda
uygulamada olan Karar'a göre portakal, mandarin, greyfurt ve limon
ihracatına 125 ABD doları/ton; taze üzüm ihracatına ise 50 ABD
doları/ton ihracat iadesi verilmektedir.
2011/12 döneminde domates, hıyar, biber, kabak ve patlıcan ihracatına 50 ABD doları/ton ihracat iadesi yardımı sağlanmıştır.
Narenciye üreticisine sağlanan 104 milyon liralık desteğin üçte birinden fazlası Mersin'e verilmiştir.
TOKi YATIRIMLARI ve KENTSEL DÖNÜŞÜM
Mersin'de
21 şantiyede; 3622 konut, 6 ilköğretim, 7 lise, 3 hastane, 2 sağlık
ocağı, 4 cami, 13 spor salonu, 5 ticaret merkezi, 4 pansiyon ve
rehabilitasyon merkezi inşaatı TOKİ tarafından sürdürülmektedir.
Kentsel
dönüşüm çerçevesinde Proje ve ihale çalışmaları devam eden 5290 konut
ile birlikte Mersin'de toplam 8912 konut sayısına ulaşılacaktır.
Başlatılan uygulamaların toplam yatırım bedeli yaklaşık 422 milyon
TL'dir.
Ancak açık konuşmak gerekirse, kentsel dönüşüm alanı, bizim
istediğimiz sonuçlara ulaşamadığımız bir alandır. Hemşehrilerimizin
modern konutlara savuşmasını sağlayacak projelerde çeşitli sebeplerle,
ağırlıklı olarak da yerel sebeplere istediğimiz gelişmeyi sağlayamadık.
Ancak bu konuda şimdi yeni bir çalışma başlatıyoruz. Bu
çalışmamızla,
hemşehrilerimizin, bu projelerin hayatlarını nasıl değiştireceğini
anlayarak, daha fazla destek olacaklarına inanıyoruz.
Değerli Basın Mensupları,
Bizim
Mersin'de en çok önem verdiğimiz konuların başında, istihdamın
artırılması geliyor. Son bir yılda, Mersin'in geleceğine, ticari
potansiyeline güvenilerek yapılan yatırımlar ciddi oranda arttı. 2012
yılının ilk çeyreğinde Mersin'de 440 yeni iş yeri açıldı. Mayıs ayı sonu
itibariyle faal firma sayısı 121.962'ye ulaştı. Geçen yıl Mayıs
sonuna göre işyeri sayısındaki artış da 4 bine yaklaştı.
2011
Mayıs sonunda 33.595 olan kayıtlı işgücü 2012 Mayıs ayı sonunda
57.383'e çıktı. Yani 23.788 kişilik artış sağlandı. 2011 Ocak Mayıs'ını
kapsayan 5 ayda İŞKUR'a 10.210 kişi iş başvurusu yaparken,işe
yerleştirilenlerin sayısı 1.158'de kalmıştı. Bu yıl ilk 5 ayda başvuru
sayısı 9.983'e düşerken, işe yerleştirme sayısı geçen yıla
göre yüzde 182 artarak 3.271'e ulaştı.
2012 Ocak-Mayıs arasında iş başvurusu yapan her 3 kişiden birini işe kavuşturmak bizim için son derece sevindirici oldu.
BAŞBAKANIMIZIN ZİYARETİ
Değerli Arkadaşlar,
Biz
Mersin için projeleri bir bir yürürlüğe sokarken, fiili çalışmalar da
devam ediyor. Örneğin, yarın Mersin'e gelecek olan Sayın Başbakınımız
231 milyon liralık yeni yatırımları hizmete açacak.
Başta Erdemli 150
Yataklı Hastane ve Mut Cumhuriyet Ana Cocuk Sağlığı Hizmet Binası,
Toros Devlet Hastanesi 150 yataklı ek bina, Silifke 200 yataklı devlet
hastanesi, 37 tane okul, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi binası ve
Mühendislik Fakültesi ek binası, 1000 kişilik öğrenci yurdunun da
aralarında bulunduğu 45 tesis Mersin'e
kazandırılacak.
Tarsus
600 Yataklı Devlet Hastanesi, Gülnar 30 Yataklı Devlet Hastanesi, Mersin
Akdeniz 400 Yataklı Devlet Hastanesi ise yatırım programında olan
yatırımlarımız.
SONSÖZ
Değerli Basın Mensupları,
Bu çalışmalar yeterli mi? Elbette ki değil. Daha yapacak çok işimiz var.
Biz
"Tarlada izi olmayanın, harmanda sözü olmayacağına" inanırız. O yüzden,
karınca gibi çalışıyoruz. Çalışmaya da devam edeceğiz.
Biliyoruz ki;
"Zafer, -zafer benimdir- diyebilenin, başarı -başarılı olacağım- diye
başlayanın ve -başarılı oldum-diyebilenindir.
İnanınki daha yeni
başladık. Henüz 1 yılımız doldu. Planlarımızı yaptık, bütçelerini ve
gerekli ekonomik, sosyal ve hukuki altyapısını hazırladık.
Mersin'de değişim ve dönüşüm yeni başlıyor.
Biz
büyük düşünüyoruz. Mersin'i dünyanın en önemli aktarma ve lojistik
merkezlerinden biri haline getirmek istiyoruz. Bunun için çok büyük bir
projeyi devreye sokuyoruz.
Mersin, turizm potansiyeli, tarım
potansiyeli, coğrafi konumu ile, sadece Türkiye'nin ve yakın coğrafyanın
değil, Uzakdoğu ülkelerinin ve Avrupa ülkelerinin de değerlendireceği
bir LOJİSTİK MERKEZ olacak.
Projelerimizi bir bir yapacağız.
İnanın,
eğer Mersinlilerle birlikte yaparsak başarırız. Daha yolun başındayız
ve pek çok projemiz gerçekleşmeyi bekliyor. "Siyasetin söz vermek değil,
sözünün eri olmak" demek olduğunu çok iyi bilen bir Başbakanın ve
hükümetin bakanı ve milletvekili olarak sözlerimizin ve projelerimizin
bir bir gerçekleştiğini inşallah hep birlikte
göreceğiz.
Yeter ki, bir olmaya, birbirimize destek olmaya devem edelim.
Bu toplantıyı, Mersin'i ve Mersinliyi motive etmek, değişime ve dönüşüme inandırmak ve katkı vermesini sağlamak için yapıyoruz.
Çünkü
ancak birlikte olursak, birlikte çalışırsak başarabiliriz. Bu
çalışmalara destek veren öncelikle Sayın Başbakanımıza, hükümetimize,
AKPARTİ milletvekillerimize, parti ayrımı yapmadan milletvekili ve
belediye başkanlarına, yerel yöneticilere teşekkürü borç biliyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha hoşgeldiniz diyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum

MHP
Mersin İl Başkanı Mahmut Tat, Mersin Valiliği tarafından yaptırılan
billboardlarda ki toplu açılış duyurularına tepki gösterdi.
16
Haziran 2012 Cumartesi günü Tevfik Sırrı Gür Stadyumunda saat 14:00’da
AKP Mersin İl kongresine katılacak olan Başbakan Recep Tayip
Erdoğan’ın iki saat sonra 16:00’da yine stadyum önünde toplu açılışa
katılmasıyla ilgili Mersin Valiliği’nin toplu açılış törenini
billboardlar yoluyla duyurmasını eleştiren, MHP Mersin İl Başkanı
Mahmut Tat, Mersin Valiliği tarafından şehrin her yerine donatılan
afişlerin ve toplu açılış masrafının hesabını da sordu.
Tat, “Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın teşrifleriyle
gerçekleştirilecek Mersin toplu açılış törenine davetlisiniz, 16 Haziran
2012 Cumartesi, Tevfik Sırrı Gür Stadyumu önü saat 16:00- T.C. Mersin
Valiliği” yazılı afişleri bilboardlara asan Mersin Valiliği, bu hizmeti
hangi amaçla yapmıştır, bilboardlara reklam verme emrini kimden
almıştır, bilboardların bedelleri için ne kadar ödeme yapılmıştır, hangi
kurum bu reklam bedelini ödeyecektir? Toplu açılışın Mersin Valiliğine
maliyeti nedir? Toplu açılışın bedeli hangi hesaptan karşılanıyor?
Ayrıca;
AKP İl kongresinin başlamasından iki saat aradan sonra, Başbakanın
katılımı ile yapılacak olan toplu açılış için; AKP il kongresine gelmek
istemeyen vatandaşların, iş adamlarının ve bürokratların Mersin
Valiliğinin toplu açılış duyurusu ile kongreye gelmesi mi hedefleniyor?
Akıllara gelen bu soruların cevabını Mersin Valiliği vermelidir.” dedi.
Hangi tesislerin açılışına davet ediliyoruz?
MHP
Mersin İl başkanı Mahmut Tat, açılışı yapılacak olan tesislerin neler
olduğunun afişlerde açıklanmamasını da eleştirdi. Tat, “ Kongre gününde
kongre mahallinde toplu açılışın yapılması doğru bir hareket değildir.
Toplu açılışı yapılacak olan tesislerden birinin yerinde yapılması
gerekir. Bir de hangi tesislerin açılışı yapılacak. Billboardlarda
açılışı yapılacak tesislerin isimleri de yok. Halk hangi tesisin
açılışına gelecek? Mersin Valiliği hangi tesisin açılışına vatandaşları
davet ediyor?” dedi.
CHP yönetimi tartışmalı billboardın önünde
CHP
İl başkanı Faruk Akar, Mersin Valiliği’nin, Başbakan Recep tayip
Erdoğan’ın gelişiyle ilgili hazırladığı pankartlara tepki gösterdi. İlçe
başkanı ve il yöneticileri ile hazırlanan billboardlardan birisinin
önüne geçen Akar, bu anlayışa karşı mücadele etmek için muhalefet olarak
daha fazla çalışmaları gerektiğini söyledi. Valiliğin tutumuna karşı
yönetim kurulunu toplayarak bu konuda bir yol haritası
belirleyeceklerini söyledi.
‘Vali mi, il başkanı mı?’
CHP
Akdeniz İlçe Başkanı Ünal Uyar, 16 Haziran Cumartesi günü yapılacak
olan AKP Mersin İl Kongresi öncesinde, Mersin Valiliği’nin Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafı ile AKP logosu bulunan afiş bastırarak
billboardlara koymasını eleştirdi ve “Sayın Hasan Basri Güzeloğlu,
Mersin Valisi mi yoksa AKP İl Başkanı mı” diye sordu.
AKP’nin
ve Başbakan Erdoğan’ın iktidara geldiği günden bu yana “Taraf
olmazsanız bertaraf olursunuz” sözünü kendisine ilke edinmiş olduğunun
altını çizen Ünal Uyar, “Başbakan bu sözleriyle ya benden yana
olacaksınız ya da yok olup gideceksiniz demek istemişti. Ve bu apaçık
tehdidi bugün Türkiye’de görev yapan her makamı ve makam sahibini teslim
almış durumdadır” şeklinde konuştu.
Tarafsız
olması gereken Valiliğin, vatandaşları AKP İl kongresine çağırdığını
savunan Uyar şöyle devam etti: “Hangi tesislerin açılacağı bile
belirtilmeyen bu duyurular apaçık göstermektedir ki, kongrenin
yapılacağı yerle aynı yerde yapılacak toplu açılış töreni bahane
edilerek halk, AKP kongresine tarafsız olması gereken Mersin Valiliği
tarafından davet edilmektedir. Şimdi sormak istiyorum; Sayın Hasan Basri
Güzeloğlu Mersin Valisi midir yoksa AKP Mersin İl Başkanı mıdır?”
Valiliğin bilboardları Meclis gündeminde
CHP
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, Mersin Valiliği tarafından
hazırlanan ve kentin bir çok yerine asılan ve Başbakan Erdoğan’ın toplu
açılış yapacağına dair billboardları Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündemine taşıdı. Dibek, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in yazılı
olarak yanıtlanması talebiyle verdiği soru önergesinde billboardların
maliyetini ve ödemenin hangi kaynaktan yapılacağını sordu.
AKP
Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 16 Haziran’da
partisinin il kongresi ve bir takım açılışlar için Mersin’e geleceğini
hatırlatan Dibek, “Şehirdeki tüm billboardlar ‘T.C. Başbakanı Sayın
Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleri ile yapılacak Mersin Toplu Açılış
Törenine Davetlisiniz Mersin Valiliği’ afişi ile donatılmıştır. Afişte
açılışın Tevfik Sırrı Gür Stadyumu’nda saat 16.00’da olacağı
yazılmıştır. Aynı gün, aynı yerde saat 14.00’da AKP İl Kongresi de
başlayacaktır” şeklinde açıklamada bulundu.
Erdoğan’ın
bu ziyareti ile ilgili, hazırlanan billboardların tepkilere yol
açtığını da hatırlatan Dibek, Şahin’in yanıtlaması istemiyle şu soruları
yöneltti: “Mersin’deki toplam billboard sayısı ne
kadardır? Başbakanın geleceği ile ilgili afişler kaç billboardda
yerlerini almıştır? Bu afişler için toplam ne kadar ödeme yapılmıştır?
Ödeme hangi kurum tarafından yapılmıştır? Bütün billboardların Başbakan
ile ilgili afişlerde donatılması talimatını kim vermiştir? Toplu
açılışta kaç tesis açılacaktır? Başbakan tesislerin hepsini stattan mı
açacaktır? Toplu açılış töreni için stat kaç paraya kiralanmıştır?
Toplu açılışın toplam maliyeti ne kadardır? Bu maliyet hangi kurum
tarafından karşılanacaktır? Aynı statta 2 saat önce AKP İl Kongresinin
de yapılacağı göz önüne alındığında, Valiliğin açıkça Mersinli
Yurttaşlarımızı AKP İl Kongresine çağırdığı kanaati oluşmayacak mıdır?”
İmece Haber Merkezi
Konu ile ilgili açıklama yapan
Mersin Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Müdürü Aşkın GÜNAY, bu yıl
üçüncüsü düzenlenecek olan Soli Güneş Festivalinde yer almaktan mutluluk
duyduklarını ifade ederek, Ömür ABAK ve İbrahim ÖZBERK’ in sahne
alacağı festivalde solistlerimize Devlet Korosunun deneyimli saz
sanatçılarının eşlik edeceğini söyledi.

Devlet
Opera ve Balesi ile Mersin Marina’ da gerçekleştirilen Gün Batımı
konserlerinin ardından, Mezitli Güneş Festivalinde yine birliktelik
sergileyeceklerini hatırlatan Günay; “kentimizin iki güzide
sanat kurumunun kardeşliği ve ortak projeler üretmesi, kentimizin sanat
alanındaki gücünü daha da arttırmaktadır, 20 Haziran açılış konserinde
sanatın kalbi Soli Güneş Festivalinde atacaktır.” diyerek tüm Mersinlileri 20 Haziran’ daki konsere davet etti.

Mersin Sanayicileri ve
İşadamları Derneği (MESİAD) 8. Yılın İşadamı ve Girişimcileri Ödül
Töreni, Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapıldı.
Törene; Ekonomi Bakanı Çağlayan'ın yanı sıra Mersin Valisi Hasan Basri
Güzeloğlu, Ak Parti Mersin Milletvekili Nebi Bozkurt, CHP
Milletvekilleri Vahap Seçer ve İsa Gök, MHP Grup Başkanvekili Mehmet
Şandır ve Milletvekili Ali Öz, Dış Ticaret Genel Müdürü Mustafa Sever
ile çok sayıda işadamı katıldı.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ
Açılış
konuşmasını Mesiad Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akkurt yaptı.
Akkurt"Mersin'de güzel şeyler oluyor.Sayın Bakanımızın öncü ve fedakar
çalışmalarını biliyor ve teşekkür ediyoruz. Sayın Bakanımızın
girişimleriyle, hükümetin 2013 stratejik planında Batı Mersin sahilinin
turizme kazandırılması,Lojistik Merkezi,Dünya ticaret Merkezi,Organize
Tarım Merkezi OSB'nin otobana bağlanması yatırımlarının yer alması
temennimizdir.Şu anda ilimize gelmek isteyen yatırımcılar imarlı arsa
sıkıntısı çekmektedir.Bunun için yeni yapıalcak olan 1/100000 çevre
düzeni planına uyum sağlayacak hali hazır 1/25000,1/5000 ve hatta
1/1000'lik imar planının acilen çıkarılması kaçınılmaz olmaktadır.Bunun
için de Büyükşehir ile birlikte 4 ilçe belediyemiz ve ilgili meslek
kuruluşları bir araya gelmelidir.Mersin'in olmazsa olmazlardan biri de
Kentsel Dönüşümdür.Mersin'İn 4/3'ü kentsel dönüşüme ihtiyaç
duymaktadır.Bu dönüşümü sadece bir kaç mahalleye endeksleyerek süreci
uzatamayız.Mesiad olarak Kentsel sit alanı tasarım projesi,kruvaziyer
turizm çalışmaları gibi projelerin ve kentsel dönüşüm uygulamalarının
yanında ve destekçisi olacağımızı da belirtmek isteriz."dedi.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ
CHP
Mersin Milletvekili Vahap Seçer de konuşmasında Mersin Ticaret ve
Sanayi Odası'nın düzenlediği Yılın Vergi Rekortmenleri ve Başarılı
İhracatçıları Ödül Töreni'nde muhalefet milletvekillerine söz hakkı
verilmemesini eleştirerek, demokrasinin her rengi kabullenmek anlamına
geldiğini ifade etti ve "Birbirimizi anlayışla karşılamak, dinlemek
zorundayız" diye konuştu.

MHP
Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ise konuşmasında hükümetin geldiği
noktayı azımsamadığını, Mersin özelinde, Türkiye genelinde gelinen
noktanın çok iyi olduğunu söyledi.
Siyasetle uğraşanların
yaptıklarıyla övünmelerinin yanlış olduğunu ifade eden Şandır, 2002
yılına göre bugünü değerlendirmenin, bu millete haksızlık olacağını öne
sürdü.
FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ
"Ben Sayın Bakan Çağlayan'ı övüyorum, çünkü çok çalışkan bir bakan" diyen Şandır, şunları söyledi:
"Bu
hükümetin bakanları içerisinde bizim bakanımız bir tane. Ama sayın
bakanım müsaade edersen konuşmak istiyorum. Büyük pazar Avrupa, yani
ihracatımızın büyük kısmını yaptığımız Avrupa pazarı bir kriz
içerisinde. Çevremiz savaş alanı. Ülkemizin içerisinde ayrılıkçı
faaliyetler hadsafhaya geldi. İç ve dış faktörlerde çok ciddi
pisliklerin olduğu bir süreçten geçiyoruz. Tam bu süreçte ekonomimizin
çok belirsizlik diye tanımlayacağımız kırılgan noktaları gelişmeye
başladı. Bu büyüme yetmez, bu büyümeyle Türkiye'yi geleceğe taşıyamayız.
Yüzde 2 büyümeyle bir yere varamayız. Enflasyon rakamları gittikçe iki
haneli rakamlara gidiyor. Sayın bakanı övmemin sebebi cari açıktır.
Çünkü cari açıkta büyük bir düşüş yaşandı. Cari açık ocak-nisan
aralığında 21 milyar dolar oldu. Geçen yıl bu, 28 milyar dolardı. Bunda
ihracattaki artış ya da dış ticaret açığındaki azalma etkili oldu. Bu,
Sayın Çağlayan'ın eseri, onunla gurur duyuyoruz. Ama yıl boyunca 70
milyar dolar olacak bir cari açığı bu ülke taşıyamaz sayın bakanım.
Burada siyaset yapmıyorum. 136 milyar vadesi gelmiş borcumuz var ayrıca
70 milyar dolar da cari açık, toplam 200 milyar dolar borcumuz olacak.
Bizim artı değer üretmemiz gerekiyor. Bu sıkıntıyı nasıl aşacağız- AB de
kriz, komşularımızda savaş, içeride ise bir bölücülük yaşanıyor. Böyle
bir ortamda böyle kırılganlıklara bir çözüm üretmek gerekiyor. Ben
sadece onu söylemek istedim."

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ
Vali Hasan Basri Güzeloğlu ise demokrasinin, siyasi ve ekonomik
istikrara dayalı gelişmenin temelinde birlik-beraberliğin yattığının
altını çizdi. Mersin’in kimseyi ötekileştirmeyen bir kentin ismi
olduğunu ve bünyesinde barındırdığı 3 üniversitesiyle ülkemizin 2023
hedefine zenginlik katan bir kent olduğuna dikkat çekti.Güzeloğlu
“Türkiye’nin en özel ve güzel kentlerinden birisi olan Mersin, kalkınma
dinamikleri açısından temel alınan sanayi, tarım, turizm ve lojistik
alanlarında iddialı olabilmek adına çalışmalarını sürdürmektedir.
Mersin, ülkemizin geleceğine bu 4 temel kavramla değer katan bir
kenttir. Ülkemiz genelinde 6’ncı büyük vergi tahsilatı yapılan kent
niteliği taşıyan Mersin, vergi sadakatinde tahakkuk ve tahsilatta 3’ncü
sırada yer alan bir büyükşehirdir. Devam eden büyük yatırımlar ve
çalışmalar, özelde Mersin’in genelde ise Türkiye’nin yürüyüşüne katkı
sağlayacaktır. Valisi olmaktan onur duyduğum Mersin’de, kentin
gelişmesine ve güzel bir geleceğe taşınmasına destek sağlayan MESİAD’ın
ilimizle buluşmazı büyük bir kazançtır. Ülkemizin 2023 hedeflemesinde
daha güzel günlere hep birlikte ulaşacağız” diye konuştu.

Ekonomi
Bakanı Zafer Çağlayan da burada yaptığı konuşmada “2002 yılından
örnekler vermeyeceğim. Onu zaten vatandaşlar seçimde
değerlendiriyorlar.Türkiye'nin gelecekle ilgili bir kaygısı
yoktur.Ülkede yatırım, ihracat, üretim yapan ve istihdam yaratan
herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Rekabetin kaliteyi arttırdığı
inancıyla Türkiye yabancı sermayelere konu olmuş bir ülkedir. Ülkemizde
yapılan 238 milyar TL’lik yatırımın yüzde 70’inin Avrupa’dan gelmiş
olması ve uluslararası sermayenin Türkiye’de niye yatırım
yapılıyor?Sebebi ülkemize duyulan güven, ekonomik istikrar ve 29 yaş
ortalamasıdır. Geçtiğimiz yıl 135 milyar dolarla kırılan Cumhuriyet
tarihinin ihracat rekoruyla birlikte ülkemiz, Çin’den sonra en hızlı
büyüyen 2’nci ülke olarak tüm dünyaya ekonomi dersi vermiştir. 105
ülkeye ihracat yapan Türkiye bu başarısını özel sektör sayesinde elde
etmiştir ve ülkemiz ihracatının yüzde 46’sını Avrupa Birliği (AB)
ülkelerine yapmıştır. Bu rakamların ardından ülkemiz yüzde 8 buçuk gibi
rekor seviyede büyüme gerçekleştirdi. Eğer ülkemiz AB’de olsaydı, AB
yüzde 1 buçuk değil yüzde 1,8 oranında büyüyen taraf olacaktı. Ekonomik
anlamda başarıları dünyanın her köşesine giderek, mücadele ederek ve
pazarlara girerek elde ettik” dedi.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ
Ülkemizin ekonomik alandaki büyümesini 2012 yılında da sürdürdüğünü
belirten Ekonomi Bakanı Çağlayan, “2012 yılının ilk 5 ayında 60 milyar
dolar ihracat gerçekleştirdik. 2011 Mayıs ayı ile 2012 Mayıs’ı arasında
geçen 1 yıllık süre zarfı içerisinde Cumhuriyet tarihinde ilk defa 140
buçuk milyar doları yakaladık. Tüm bunların yanında cari açık hafife
alınmayacak kadar önemlidir. Cari açıkla mücadele etme noktasında
gerekli tedbirleri alıyoruz. Bu noktada cari açığı azaltmak için
ihracatı arttırmak ve ithalata olan bağımlılığı azaltmak gerekmektedir.
Cumhuriyetimizin 100’ncü kuruluş yıldönümü olan 2023 hedeflemesinde
ülkemizi dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına sokacağız. Mal
ihracatımızı 500 milyar dolara, milli gelirimizi de 2 trilyon dolara
ulaştıracağız. Çünkü ülkemiz 2023 yılında Cumhuriyetimizin en önemli
hedeflerini koyan bir anlayış içerisindedir. Bu kapsamda 10 bin
kilometreden fazla demiryolu yapacağız ve mevcut demiryollarının
rehabilitasyonunu gerçekleştireceğiz. Dünyanın en büyük konteynır
limanları arasına girecek 2 limanı da ülkemize kazandırma projemiz var.
Bunlardan birinin hizmetkarı olduğum Mersin’e yapılması da benim için
ayrı bir anlam taşımaktadır. Tüm bu çalışmaları gerçekleştirmek için
yapacağımız 10 yıllık harcama 110 milyar dolardır” ifadelerini kullandı.
FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ
Çağlayan
Türkiye'nin %43 oranında ithalata bağımlı olduğunu belirtti.İthalat
oranının bu kadar fazla olmasının geçmişte tedbir alınmaması, enerji ve
sanayileşm politikası izlenmemesine bağladı.Çağlayan"Dışarıdan
bakır,alüminyum,demir çelik hurda,motor alıyoruz. Kendi özkaynaklarımızı
kullanmalıyız.2023 de Türkiye'nin 125 bin Megavat enerjiye ihtiyacı
olacak.Bu da 130 milyar dolara denk geliyor."dedi.
Ülkemizde
yapılacak 2 nükleer santralde 85 milyar kilowatt/saat elektrik enerjisi
üreteceğiz. Bu elektrik enerjisini mevcut sistem ve doğalgazla
üretemeyiz. Doğalgazla ürettiğimiz zaman bugünkü fiyatla tam 4.5 milyar
dolar olur. Ama biz bunu nükleer santralle üreteceğimiz zaman sadece ve
sadece 320 milyon dolar olacak. Bugün güneş enerjisi yapan ülkeler birer
birer batıyor. İspanya güneş enerjisini çok yüksek maliyete yaptığı
için, çok ciddi krizle karşı karşıya. Güneş enerjisinin adı güzel ama
maliyeti çok yüksek. Ama inanıyorum ki ilerleyen yıllarda teknoloji
geliştikçe güneş enerjisinin maliyeti de düşecektir. O nedenle Türkiye
nükleer enerjiyi yapmak zorunda."
Yeni teşvik sisteminin cari
açığın çaresi olacağını vurgulayan Çağlayan,"(Teşvik sistemi 4x4)
demiyorum ama bu teşvik sistemi 4x3'lüktür. En azından çalışılmış, özel
sektörün taleplerine yer verilmiş bir teşvik sistemidir. Teşvik
sistemimizi bilhassa cari açığın belini kıracak bir sistem üzerine
kurduk" dedi.

Çağlayan,
CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer'in "Sabah düzenlenen toplantıda
demokrasi gereği kendilerine söz verilmediğini yadırgadığını"
söylemesine ilişkin, şunları kaydetti:
"Vahap kardeşimi çok
severim. Söylediğini ben üstüme almadım. Niye alınmadım biliyor musunuz-
Ben demokrasi aşığıyım. Ben, ailesi 1960 ihtilalinde etkilenmiş bir
aileyim. En büyük amcam milletvekiliydi. Amcamın Yassıada'ya girmesinden
ve o demokratik olmayan davranıştan dolayı yüksek tansiyondan vefat
etti. O dönemde asılan gençlere her zaman üzüldüm. Benim birçok
arkadaşım asılmış veya hapishanelerde ciddi işkenceler görmüştür.
Dönemin komutanlarından biri sanki otomobil lastiklerine balans yapıyor
gibi 'bir sağdan, bir soldan asıyoruz' demişti. Ben bunları yaşadım. Ben
demokrasiye müdahalenin olduğu dönemlerde ya çocuktum, ya
üniversiteydim, ya iş hayatının içindeyim. Benim demokrasiye aşkım
buradan gelir.
FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ
Bakın
hayatımda çok onurlu bir iş yaptım. 54 yaşına kadar öyle çalıştım,
hayatımın en onurlu işini, geçen dönem TBMM'de 26 maddelik anayasa
değişikliğini yaparak, artık bu ülkede hiç kimsenin seçimle gelmiş
milletin oyuyla gelmiş insanların önünü kesmemesi için oy verdim. Benim
demokrasi aşkım, demokrasi anlayışım bu. Darbecilerin yaptığı anayasayı
değiştirerek gurur duydum.
Sevgili Vahap, demokrasiden
bahsedenlerin, bir kere TBMM'de geçen dönem anayasa oylaması yapılırken,
baskı ve zor kullanarak o kürsüye sokmamasıyla demokrasiden bahsedemez.
Böyle bir demokrasi olmaz. Bakınız anamuhalefet partisi geldi Meclise,
ret oyunu kullandı ancak yasa yine geçti. İşte demokrasi bu. Ama şimdi
milletin vekilinin özgür iradesini engelleyeceksin, ayrıca yanında
oturan İsa Gök'ü, yani milletin vekilini kongrede konuşturmayacaksın ve
yumruklarla konuşmasını engelleyeceksin. Bunun adı demokrasi değil."
Hükümetimiz tarafından açıklanan teşvik sistemi ile ilgili olarak da
açıklamalarda bulunan Bakan Çağlayan, teşvik sistemi yapılanmasının
Ekonomi Bakanlığı’na bağlandığı andan itibaren bütün görüşlerin dikkate
alınması talimatını verdiğini kaydederek, şunları aktardı: “Sivil toplum
kuruluşlarından gelen 800’ün üzerinde önerinin göz önünde
bulundurulması ile hazırlanan teşvik sistemi Cumhuriyet tarihinin en
cömert teşvik sistemi olmuştur. Teşvik sistemi cari açığın en önemli
ilacı olacaktır. Teşvik paketini cari açığın belini kıracak bir sestim
üzerine kurduk. Çalışılmış ve özel sektörün taleplerin yer verilmiş bir
sistem olan teşvik paketinde Mersin, 3’ncü bölge teşviklerinden
yararlanmaktadır. Paketle birlikte Organize Sanayi Bölgeleri’ni (OSB)
baş tacı yaptık. Yatırımcılarımız ülkemizde üretimi kısıtlı olan
ürünlerin yapılması noktasında özel strateji desteği alacak. Mersin’de
bu konuda ciddi bir şansa sahiptir. Tüm bunların yanında işsizlik
rakamlarına baktığımız zaman ülkemizin işsizlik alanında AB
ortalamasının altında kaldığını gösteriyor. Son dönemlerde
gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla 25 milyon istihdam sağladık. Mersin’e
yapılan ve yapılacak yatırımlarla birlikte Mersinliler iftihar edecek,
ben de hizmet etmekten şeref duyacağım.”
Türkçe Olimpiyatları Mersin İl
etkinliği Tevfik Sırrı Gür Stadyumunda bu akşam gerçekleşti.Binlerce
kişinini stadyumu doldurduğu etkinliğe Vali Hasan Basri Güzeloğlu,Ak
Parti Milletvekilleri Ahmet Tevfik Uzun,Nebi Bozkurt,İl Başkanı Mekin
Merter Salt, Büyükşehir belediyesi başkan vekili Erol Ertan,Akdeniz
belediye Başkanı Fazıl Türk,Mezitli Belediye Başkanı Uğur Yıldırım ve
diğer kent protokolü katıldı.
Türkçe Olimpiyatları için Türkiye'nin çeşitli illerine 135 ülkeden bin 500 öğrenci geldi.

Altan Erkekli Sahnesi’nde
tiyatro eğitimi gören çocuklar, yılsonu etkinliklerinde sahneye
koydukları “kadınlık Bizde kalsın” adlı oyunla, kadının toplum içindeki
konumuna parmak bastılar.
Oyun içinde gündemde olan tartışmalara göndermeler yapan çocuklar, özellikle annelerinden büyük alkış aldılar.
Çocuk gelişimi uzmanı ve Drama Eğitmeni Sabahat Tekkanat yönetimindeki oyunda, yönetmen asistanlığını Mahir Okdemir yaparken, teknik masada Mehmet Dutlu görev yaptı.
Altan Erkekli Sahnesi’nde
geleneksel hale gelen yılsonu etkinliklerinde, Kadir Aktaşoğlu
yönetimindeki Müzik Atölyesi öğrencilerinin mini müzik dinletisi yer
aldı.
Tek perde olarak sahnelenen komedi oyununda; Deniz
Aydın, Sıla Ekinci, Leyla Dinçer, Beste Bozkurt, Ladin Gökdemir, Vahit
Utku İşçimen, Sefa Terzioğlu, Ayça Alara Öner, Aybüke Ozan, Azim Çağrı
İşçimen, Yaren Gündoğdu, Volkan Kurtuluş, Şükran Elkuş, Senanur Topçu,
Nazlıcan Korkmaz, Ali Kaan Serin, Nehir Saydan, Meliha Ateş, Cansu
Çörten, Aleyna Gülşen Sevim, Metehan Bozkurt, Egemen Gerim, Necat Abbak, Doğukan Doğan, Nisa Başdoğan ve Korkmaz Kurt; performanslarıyla izleyicilerin beğenisini kazandılar.
Gösteri sonrası bir konuşma yapan Sabahat Tekkanat; çocukları sanata yönlendirdikleri için velilere teşekkür ederek, “
Biz de sanatın gücünü kullanarak çocuklarımızın, kendini doğru ifade
edebilen, yetenekleri gelişmiş birer birey olarak yetiştirmeye çalıştık.
Sanatla büyüyen çocuklar, kötü şeylere yönelmezler” dedi.
Atölyeye katılan oyunculara katılım belgesinin verilmesinin ardından etkinlik son buldu.






Yanlış okumadınız. Bir kez daha tekrar ediyorum: Toplumdaki bu aymazlık devam ettiği sürece “Türkiye İslam Devleti”ne sadece iki durak kaldı. Önce,
on yıl önceki Türkiye’yi düşünün ve daha sonra da bugünkü Türkiye’ye
bakın. Düşünmek ve bugüne bakmak bazılarına zor gelebilir. Çünkü onlar,
başkalarının kendileri adına düşünmesinden ve karar vermesinden oldukça
hoşnutlar. Rahatlarının bozulmasını pek istemezler.
Neden, bu
yargıya vardığımı kısaca açıklamak istiyorum. Öncelikle, Batı’nın
emperyalist güçlerinin Türkiye’ye çizdiği şablon ve verdiği rol bunu
gerektiriyor. Hazırlanan stratejiler doğrultusunda plan ve programlar
aynen uygulanıyor. Vatan, millet ve bayrak sevgisinden yoksun kadrolarla
da işlerini daha kolay yürütüyorlar.
Toplumun yeni düzeni hızlı bir
şekilde hazırlanıyor. Tüm kamu idaresinde yapılanma değiştiriliyor,
değiştirilemeyenler ise ortadan kaldırılıyor ve yerlerine yeni
düşünülen düzene uygun kadrolar kuruluyor. Güvenlik güçlerine çok önem
veriliyor, kendilerine ayakbağı olduklarını düşündükleri ve kırsal
alanların güvenliğinden sorumlu jandarma teşkilatının tasfiye edilmesi
gündeme alınıyor. Uzaktan kumanda mekanizmasına bağlanan Rektörler
yoluyla üniversiteler aynı kalıba sokuluyor. Yargıtay, Danıştay ve
Sayıştay’da işlem tamam. Paşalarımızın ise keyfi yerinde. Türk
Ordusu’nun neredeyse tamamının Nato’nun emrine verilmesine sesleri
çıkmıyor.
Diyanet İşleri Başkanı Şeyhülislam rolüne soyunarak,
fetva üstüne fetva vererek siyasi destek sağlıyor. İş adamlarımız için
paranın rengi önemli değil. İktidarın dolar ve altın sorunu yok. Katar,
Suudi Arabistan ve İran, “Ata” uçağıyla üç-dört saatlik mesafede.
Toplumun yaşam tarzına müdahale yoğun bir şekilde devam ediyor.
Bir
taraftan Din, Allah ve İman sözleriyle halkı kandırırken, diğer
taraftan rüşvet ve yolsuzluğu görmemezlikten geliyorlar. Bir toplumun
değişiminde en önemli konunun eğitim olduğunun farkındalar. On yedi
milyon öğrencinin okuduğu tüm ilköğretim ve liseler imam
hatipleştirildi. Öğrenciler, kitap yerine takke ve seccadeyle okula
gidip gelmeye başlayacaklar. Takunya sesleri okulların koridorlarından
eksik olmayacak.
Dünyadaki müslüman toplumların bilim, teknoloji,
sosyal adalet ve ekonomide neden geride kaldıklarını hiç sorgulamadan,
daha katı dini kuralların peşinde koşmanın prim yaptığını anladılar.
Medyanın da propagandasıyla halk hayal dünyasında yaşatılıyor. Dinci ve
kindar gençliğin her geçen gün sayısının artması iştahlarını kabartıyor.
Kara kara düşündükleri tek şey, Atatürkçü, yurtsever, çağdaş
yaşamdan yana, dini değerlere saygılı, sosyal adaleti, hukukun
üstünlüğün savunan, sürekli sorgulayan ve neden ve sonuç ilişkilerini
irdeleyen, üniter devlet yapısından ve pozitif bilimden yana, vatanını,
bayrağını ve milletini canı kadar seven büyük bir kitlenin kaya gibi
sağlam yapısı ve bütünlüğü.
Belki merak etmişsinizdir. Son
iki durağın hangi duraklar olduğunu da belirtelim. Sondan ikinci durak,
“Yeni Anayasa” durağı. Son durak ise “Başkanlık Sistemi”durağı.
Devlet’in yeni yapısının adını başka birşey de koyabilirler. Örneğin,
“Türkiye İslam Cumhuriyeti” gibi.
Osmanlı İmparatorluğu bir islam
devletiydi. Türkiye neden olmasın (!). Nasıl olsa, kerameti kendinden
menkul Dünya Lideri (!) hazır bekliyor.
Ancak, yüreği
Atatürk sevgisi ve aşkıyla dolu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran
yiğit savaşçıların gururlu ve onurlu çocukları ve torunları karanlığa
geçit vermemekte kararlı.
Yeminli Mali Müşavir Ahmet Akın

Anadolu Spor Gazetecileri
Derneği üyesi bir grup gazeteci kuruluşlarının 20. yılı nedeniyle
Mersin’in en önemli turizm değerlerinden biri olan Kızkalesinde biraraya
geldi. Bu anlamlı birlikteliğe Kızkalesi Belediye Başkanı Necati
Kale’de katılarak, gazetecilere Kızkalesindeki son gelişmeler ve
yaşanılan sorunlarla ilgili önemli bilgiler verdi.
Yaklaşık 20
kişilik bir grubun katıldığı gezinin sabahki bölümünde gazeteciler
Belediye Başkanı Necati Kale ile sabah kahvaltısında bir araya geldi.
Kahvaltılı toplantıya sahili baştan aşağı yenileyen ve yeni yüzüyle kent
turizmin hizmetine sunan Cafer Giritli ve Şinasi Seyran de
katıldı. Kahvaltıda bir açılış konuşması yapan ASGD Şube Başkanı Fatih
Şahin, Kızkalesinde bulunmaktan dolayı büyük mutluluk duyduklarını ve
kent turizmi için büyük önem taşıyan bu alanın yaz sezonunda yine
Mersin’in parlayan yıldızı olacağından süphe duymadıklarını söyledi.
Şahin “ Yeterince önem vermediğimiz ama kentin imajı için hayati önem
taşıyan kızkalesinin tanıtımına katkı sağlamak için buradayız. Bu
etkinikten çıkacak mesajlar umarız bu güzel tatil beldemize katma değer
olarak döner.” Dedi.
İMAJIMIZI DÜZELTTİK
Kahvaltıda
gazetecilerin sorularını yanıtlayan Belediye Başkanı Necati Kale
Kızkalesinin en büyük sorununun önyargı olduğunu söyledi. İnsanların
hafızalarında bu beldenin hep kötü hizmet ve davranışlarla anıldığına
dikkat çeken Kale, “ Göreve geldiğim 1999 yılından bu yana bu kötü imajı
silmek için elimizden ne geliyorsa yaptık. Gördüğünüz üzere
Kızkalesi’nin Antalya’daki sahillerden hiçbir farkı yok. Sorunlarımızı
teker teker ardımıza atıyoruz. Özellikle Mersinlilere sesleniyorum,
kentinize sahip çıkınız.” şeklinde konuştu.
HUZUR VE GÜVENİ TESİS ETTİK
Hizmet anlayışı ve plaj işletmeciliği açısından son dönemlerde
inanılmaz gelişme kaydettiklerini söyleyen Başkan Kale, bin 600’lerde
seyreden kış nüfusunun yaz aylarında 50 bini aştığını kaydetti.
Kızkalesinde artık hizmet ve güvenlik açısından hiçbir sorun
yaşanmadığına dikkat çeken Kale, “ İnsanlarımızın aileleriyle huzur
içinde tatillerini geçirebilecekleri bir ortamı tesis ettiğimiz için çok
mutluyuz. Bu sezonda yine önemli sanatçılarımızı beldemizde
ağırlayacağız. Özel programlar için gerekli başvurularımızı bu senede
yaptık. Ayrıca Akdeniz Oyunlarında gerçekleştirilecek olan beach-voley
müsabakalarının bir provası niteliğinde bir turnuva düzenlemek için
gerekli çalışmalarıda yaptık. Önümüzdeki günlerde bu konularla ilgili
kamuoyunu bilgilendireceğiz.” Dedi.
YÖNETİCİLERİMİZDEN İNİSİYATİF İSTİYORUZ
Vali Hasan Basri Güzeloğlu’nun kente ilk geldiği günden bu yana
kendilerine yardımcı olduğunu da vurgulayan Başkan Necati Kale, “
Kızkalesi Mersin’in dünyaya açılan pencerisidir. En önemli görselidir.
Buna rağmen bazı sorunlar yaşıyoruz. Ülkemizde maalesef bürokrasi ve
demokrasinin savaşı var .. Ve hep bundan bürokrasi galip çıkıyor. İşte
size örnek. bir tatil beldesi olmamıza rağmen gürültü kirliliği
nedeniyle belli bir saatten sonra yasalara takılıyoruz. Saat 12den sonra
eğlence merkezlerine dayatılan kurallar turizm anlayışını baltalıyor.
Tatil beldelerin yaşam 12 den sonra başlıyor. Yılda yapılacak birkaç
etkinlik bu yasal düzenleme nedeniyle sorun haline geliyor .Bu konuda
esneklik ve inisiyatif bekliyoruz.” dedi.
BÜYÜKŞEHİR YASASI OLUMSUZ ETKİLER
Çıkarılacak olan Büyükşehir yasasından negatif anlamda etkilenecek
beldelerin başında Kızkalesinin olacağını söyleyen Başkan Kale, “Burası
özel bir turistik bölge ve özel bir hizmete ihtiyacı var. Susanoğlu,
Ayaş, Narlıkuyu gibi çok sayıda turistik alan da bu olumsuz etkilenmeden
payını alacak. Ancak en çok etkilenecek olan yer Kızkalesi’dir. Çünkü
burası özellikle yerli turistlerin en çok kullandıkları alan.. Bu
nedenle 24 saat hizmet gereklidir.
Biz karışıklı ve sorun
karşısında personelimiz direkt olarak müdahale ediyor. Belediye hizmeti
açısından 112 gibi hizmet veriyoruz. Büyükşehir olsa bu derece hızlı
hizmet verilebilir mi? Özverili hizmet için bölgenin insanı olmak
lazım.” Şeklinde konuştu.
KALEYİ GÜNEŞ ENERJİSİ İLE AYDINLATACAĞIZ
Kızkalesinin aydınlatılması konusunda da gazetecilere bilgi veren
Başkan Kale , “Denizin içinde olan kalenin aydınlatma işi ile ilgili bir
proje ürettik. Bu üstelik enerjinin tamamını güneşten sağlamak gibi
büyük ve çevreci bir proje. İhaleler yapıldı ve 17 Haziran’da da yer
tahsisi yapacağız. Led aydınlatma ile gece bile kalenin tüm ayrıntıları
görülebilecek. Şu anki durum geçici. Biz belediyenin imkanları ve kablo
sistemi ile ancak bu kadar aydınlatabiliyoruz.” Diye konuştu.
İLÇE OLMAK İSTİYORUZ
Bazı beldelerin birleşerek ilçe haline gelmesi konusunda kendilerinin
de projesi olduğunu söyleyen Başkan Kale, bu konuda henüz olumlu yanıt
alamadıklarını sö
yledi.
Narlıkuyu, Esenpınar ve Kumkuyu ile birleşerek bir sahil ilçesi olmak
için proje ürettiklerini söyleyen Kale, “ Projeyi il başkanımız
Başkabakanımıza sundu. Çok ta beğendiğini söyledi ama son öğrendiğimize
göre böyle bir düşüncesi olmadığını söylemiş. Çok üzüldük. Oysa kabul
edilse çok güzel bir turizm ilçesi olabilirdik.. Ama bu konudaki
çabamızı sürdüreceğiz. Kızkalesinin markalaşması konusunda
çalışmalarımıza devam edeceğiz. Başbakanımız eğer gelip bu beldeyi görse
eminim ki fikri değişir. “ dedi.
SESİMİZİ DUY MERSİN
Son olarak kentin dinamiklerine de seslenen Başkan Kale, adeta terzi
kendi söküğünü dikemez durumunda olduklarına dikkat çekti. Kale “ Çevre
illerden milletvekilleri, idareciler Kızkalesi’nde tatil yapıyor ama
bizim ne bürokratlarımız ne kent yöneticilerini buraya çekemiyoruz.
Kızkalesinde tatil mi yapılır diyenler bu kentte tek mavi bayraklı plaja
sahip olduğumuzu unutmamalılar. Diğer mavi bayrak alan yerlerin
tamamı, özel tesisler. Biz tüm plaj ve bölge için mavi bayrak almışız.
Bu derece kendimize güveniyoruz. Ama heryere duyurduğumuz sesimizi bir
Mersinlilere duyuramıyoruz.. Bu önyargı artık ortadan kalkmalı” dedi. .
Oylama sonucunda:
Faruk Akar 297 oy,
Bora Yorulmaz 264 oy,
Ahmet Yorgun 34 oy aldı.
Bu sonuçlara göre Mehmet Faruk Akar il başkanlığına seçilmiş oldu.
FARUK MEHMET AKAR’IN YÖNETİM KURULU LİSTESİ
Şenol
Akşanlı, Sıtkı Dev, Kenan Erten, Ayla Gündoğdu, Selahattin Has, Ali
İlk, Zeki Karakoyun, Ender Can Kayıhan, Nihat Kırılmaz, Mesut Kıvılcım,
Harika Levant, Pınar Oru, Mehmet Özcan, Suha Özen, Salman Özipek,
Gülriz Fidan Salcı, Fatma Aliye Sözcü, Jale Taştan, Ahmet Toros, Sezan
Uçan, Bünyamin Uçar, Rana Ulay, M. Duran Üstül, Mehmet Yeşil
KURULTAY DELEGELERİ
Faruk
Mehmet Akar, Merih Akın, Çağatay Akyürek, Cengiz Düzgün, Mustafa Erkoç,
Cengiz Gökçel, Mehmet Güner, Dilara İlk, Çiğdem Kartal, Hidayet Oğuz,
Macit Özcan, Yelda Özcan, Mehmet Özel, Semih Palamut, Güler Sayılır,
Ayşegül Sungur, Aziz Vural, Cemal Yaz, Ulaş Yılmaz, Ali Yüksel, Hayriye
Zil