9 Şubat 2019 Cumartesi

10 Şubat Dünya Bakliyat Günü etkinlikle kutlandı



Mersin Ticaret Borsası'nca 10 Şubat Dünya Bakliyat Günü dolayısıyla bir program düzenlendi ve Bakliyatın önemine bir kez daha dikkat çekildi.
Gerçekleşen yemekli etkinliğe Mersin Valisi Ali İhsan Su, Mersin milletvekilleri Hacı Özkan ve Cengiz Gökçel, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Önder Gürbüz, Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Kanada'nın Ankara Büyükelçisi Chris Cooter ile kurum müdürleri, STK temsilcileri ve çok sayıda basın mensubu katıldı

Mersin Ticaret Borsası ve Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Ö.Abdullah Özdemir,  bakliyatın Mersin ve ülkemiz için önemini, sektör sorunları ve çözüm önerilerini içeren bir açılış konuşması gerçekleştirdi.

"Mersin sadece ülkemizin değil, dünyanın sayılı bakliyat merkezlerinden birisidir. "

Bakliyat sektörünün Mersin için öneminden dolayı, Mersin Ticaret Borsası olarak, Dünya Bakliyat Gününü kutlamayı bir görev bildiklerini belirten Özdemir, "Mersin sadece ülkemizin değil, dünyanın sayılı bakliyat merkezlerinden birisidir. Dünyanın hiçbir şehrinde, Mersin’deki gibi yoğun şekilde kümelenmiş bir bakliyat sektörü yoktur.Bu sektörün başarısı, Mersin ekonomisinin performansını etkilemektedir." dedi


"Olumsuz tabloyu tersine çevirmek zor değil "

Sektörün son dönemde, yerli üretimin yetersiz olması nedeniyle, ithalata dayalı olarak çalışmakta olduğunu bunun da sürdürülebilir bir durum olmadığına vurgu yapan Özdemir, " Bundan 30 yıl öncesine kadar, bakliyatın sadece anavatanı değil, aynı zamanda ticaret merkeziydik.80’li yıllarda dünya mercimek üretiminin yüzde 40'ını gerçekleştiriyorduk.Dünya, ihtiyaç duyduğu mercimeğin yarısını Türkiye’den tedarik ediyordu. Dünya nohut üretiminin yüzde 14'ünü, ihracatının ise yüzde 60'ını yapıyorduk. Maalesef, bugün o yıllara kıyasla bakliyat ekim alanlarımız yüzde 65 azaldı.Üretimimiz yarı yarıya düştü.Sonuç olarak bakliyat dış ticaretinde 2010 yılından bu yana net ithalatçıyız.Her şeye rağmen bu olumsuz tabloyu tersine çevirmek zor değil.Çünkü yerleşmiş bir üretim kültürümüz var, ticaret kültürümüz var, ihracat kültürümüz var, tüketim kültürümüz var. " dedi





Special crops (özel ürünler) vurgusu

Son yıllarda bakliyat üretim ve ticaretinde öne çıkan Kanada, Avustralya ve Rusya gibi ekonomik olarak gelişmiş ülkelerde bu ürünlerin tüketim seviyesi son derece düşük olduğunu belirten Özdemir," Kendilerinde tüketim düzeyi düşük olmasına rağmen, bakliyat üretiminin değerini anladıkları için, special crops (özel ürünler) kapsamında bakliyat üretimine ayrıcalık sağlıyorlar." dedi

Bakliyat üretimini artırmak için 3 ana çözüm önerileri olduğunu ifade eden Özdemir,"Sertifikalı tohum sorunu çözülmeli.Nadasa bırakılan alanlar üretime kazandırılmalı. Münavebeli ekim sistemi teşvik edilmeli" dedi.

Sertifikalı Tohum Sorununun mutlaka  çözülmesi gerektiğini belirten Özdemir, Bakliyatta özlemini çektiğimiz o eski günlere dönebilmek için tek ihtiyacımız var.O da,Tarım Bakanlığımızın bu sektörü daha fazla sahiplenmesidir. Bu kapsamda atılması gereken önemli adımlar olduğunu düşünüyorum.Tüm tarımsal ürünlerde olduğu gibi bakliyat üretiminde de en önemli girdi tohumdur.Ancak, ülkemizde sertifikalı tohum üretimi ve kullanımı oldukça düşüktür.Bu konuda Bakanlığımızın elinde TİGEM ve Tarım Kredi Kooperatifleri gibi çok önemli iki kurum bulunmaktadır.Tohum üretimi konusunda en önemli görev TİGEM’e düşmektedir.TİGEM, özel tohumculuk şirketleri ile iş birliği içerisinde sözleşmeli tohum üretimi yapmalıdır. Tohum dağıtımı konusunda ise, 2500 satış noktasına sahip olan Tarım Kredi Kooperatifleri devrede olmalıdır. Sertifikalı tohum üretiminin hedeflenen seviyelere ulaşmasının ardından, sertifikalı tohum kullanmayanlara devlet desteği kesinlikle verilmemelidir. " dedi

Nadasa Bırakılan Alanlarda Bakliyat Üretiminin teşvik edilmesi gerektiğini ifade eden Özdemir, Bakanlığımız, bizim de ısrarla önerdiğimiz "Nadas Alanlarının Üretime Kazandırılması" konusunda bir pilot uygulama başlattı.

50 bin dekarlık nadas arazisinde nohut ekimi yapıldı. Bu çok önemli bir adım. Ancak, ülkemizde yaklaşık 37 milyon dekar nadas alanı olduğunu unutmayalım. Nadasa bırakılan arazinin sadece beşte birine ilave bakliyat ekimi yapabilsek, üretim sorunu kendiliğinden çözülecektir."dedi


Özdemir, konuşmasının devamında Münavebeli (Dönüşümlü) Ekim Sisteminin Teşvik Edilmesi gerektiğine ve Bakliyat Sektöründe Yüksek Katma Değerli Ürünler Geliştirilmesi gerektiğine işaret etti.

Türev Ürünler Konusunda Çalışacak Bir Şirket Kurulmasının çok önemli olduğunu belirten Özdemir, "Benim, Mersin Ticaret Borsası ve Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı olarak önerim şu:

Bu konuda güçlü bir işbirliğine gidelim.Hep birlikte kaynak yaratalım ve bir Ar-ge, üretim ve pazarlama şirketi kuralım.Dünya pazarlarında kendimize yeni bir kapı açalım."dedi

Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan,  konuşmasında herkesin hayal dediği 10 Şubat Dünya Bakliyat Günü'nü, Birleşmiş Milletler'den onaylatıp geçirdiklerini belirterek, 'Bakliyat artık öksüz değil.' dedim. Bakliyatın sahibi artık Birleşmiş Milletler, dünya yani bizleriz. Birleşmiş Milletlerin (BM) 10 Şubat'ı "Dünya Bakliyat Günü" ilan etmesi için yoğun çaba harcadık.İki yıllık süreçte çok sayıda ülkeyle birebir görüştük. Amacımız  bakliyatın dünyaya, insanlara, toprağa ve havaya faydalarını daha iyi anlatmak ve sürdürülebilirliği sağlamaktı. Türkiye'nin büyük desteğiyle 2016 yılında da "Dünya Bakliyat Yılı" ilan edilmişti. Bu, Türkiye, Mersin için neden önemli? Türkiye'nin bakliyat ihracının büyük bir kısmının Mersin'den gerçekleştirilmektedir. Türkiye'de herkesin unuttuğu, dünyada da Türkiye için unutturulmaya çalışılan bir şey var. Bakliyat, bizim mirasımız. Bizim bakliyatımız, Mezopotamya'dan Trakya'ya 3 bin yılda gidiyor. Oradan Londra'ya 500 yıl sonra gidiyor. Biz, en azından bu mirasımıza sahip çıkmak için bir dokümanter film yapma kararı aldık. Bu içeriği, katkı sunmaları için bazı kurumlara gönderdik.Bu yılın sonuna doğru çıkacak film, 'Bakliyat tohumlarının seyahati', bakliyatın yolculuğunu anlatacak." dedi

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, konuşmasında toprağa can,  geleceğe umut olan bakliyatın yüreklere dokunan renklerinde böylesine anlamlı bir günde birlikte olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek,"Toprağına değen her bir tohumun bereketle filizlendiği, tarımın anlam bulduğu bir kenttir Mersin. Mersin her geçen gün kattığı değerler ve yeniliklerle hem Türkiye hem de dünya çapında önemli bir konuma sahip olmakla beraber, her alanda ciddi bir gelişim sürecine girmiştir. Tarım Mersin'i Mersin yapan en önemli unsurdur. Çünkü tarım insan demektir, emek demektir.Bizler yerel yönetim temsilcileri olarak havasına suyuna ayrı sevdalandığımız bu bereketli topraklarda can bulan bakliyatın değerini biliyoruz ve tüm paydaşlarımızla beraber hak ettiği konuma getirmek için gayret gösteriyoruz. BM tarafından sürdürülebilir gelecek  amacıyla başlatılan ve açlıkla mücadelede önemli bir besin kaynağı olan bakliyat yüzyıllardır insanlığın en temel besinidir. Bizim kültürümüzde sofralarımızda da bakliyatın ayrı bir yeri vardır. Türkiye'de üretilen bakliyatın büyük bir kısmı kentimizdeki yaklaşık 250 fabrikada işlenmekte, standarnize edilmektedir. Mersin büyükşehir belediyesi olarak her daim üreticilerimizin ve ihracatçılarımızın yanındayız. Yerli üretimi destekleyerek tarımsal kalkınmayı destekleyeceğiz.Bugünkü organizasyon Mersin'in bu kulvardaki liderliğine dikkat çekecek ve Mersin'in dünya pazarındaki yerini bir kez daha gösterecektir." dedi

Mersin'in Türkiye bakliyatının 80' nin işlendiği ve ticaretinin gerçekleştirildiği önemli bir kent olduğunu belirten Mersin Valisi Ali İhsan Su, " Dünya bakliyat ticaretinde ülke olarak ve il olarak öne çıkmış bir konumdayız. Tarımda bir çok ilklerimiz var. Bakliyat konusunda ilimiz bir numara olmuştur.Bu noktaya gelirken hükümetimizde gerekli her türlü desteği vermiştir. daha iyi olmak için yaptıklarımız var yağacaklarımız var. Bu amaçla tarım teknoparkı kurduk. Bunun araştırma geliştirme (ARGE) yapan firmaların hizmetine sunuyoruz." diyerek , bakliyatın üretimde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi ve başta çocuklar olmak üzere herkesin bakliyat ürünlerine alıştırmanın gerekliliğine dikkat çekti.





Kanada'nın Ankara Büyükelçisi Chris Cooter da konuşmasında 2016'nın "Dünya Bakliyat Yılı" ilan edilmesinin, bakliyatın önemini ortaya çıkardığını ifade etti. Cooter, " Bakliyat ürünleri BM'in 2030 sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için kritik öneme sahiptir. Bu sebeple bakliyatın önemi 2016 yılından bu yana daha anlamlı bir hal almıştır. Nüfus artışı, iklim değişikliğinin baskısı, daha kaliteli yiyecek ve sebze temelli protein ihtiyacı, bakliyatın hiç olmadığı kadar önemli hale gelmesini sağladı. Dünyada hala yüz milyonlarca kişinin yeterli besine sahip değildir.Bunun temel nedeni besin eksikliği değil, yanlış yönetim ve çıkar çatışmalarından kaynaklanmaktadır. Nüfus bugünün üçte birinden fazla bir artışla 2050 yılı itibariyle   beklendiği gibi 9-10 milyara ulaştığında neler yapılacak? Herkes için yeterli besini nasıl bulacağız. İklim değişikliği de giderek hızlanmaktadır. Nüfus artışı iklim değişikliğinin baskısı ve daha kaliteli yiyecek ihtiyacı ve özellikle daha sebze temelli protein. Bütün bunlar bakliyatın hiç olmadığı kadar önemli olasının nedenleridir. Bakliyat ürünleri gelecekte, gıda güvenliği meseleleriyle baş etmede hayati öneme sahip olacak." şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından konuklara bakliyatlardan oluşan bir menü sunuldu.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder