15 Haziran 2012 Cuma

Zafer Çağlayan "Enerjide bağımlılığı azaltmak zorundayız"


Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın daveti üzerine köşe yazarları ile birlikte Mersin'e gelen Milliyet Gazetesi, il etkinliğine Bakan Zafer Çağlayan ,Vali Hasan Basri Güzeloğlu, iş dünyası,oda ve dernek başkanlarının katılımıyla Hilton SA Oteli’nde gerçekleştirdi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan burada yaptığı konuşmada "2002 yılında Ankara Sanayi Odası başkanlığı yaptığı dönemde Türkiye'nin bugünleri görebileceğini tahmin bile edemediğini ifade eden Çağlayan, "Eğer o günlerde, Türkiye'nin bu yerlere geleceğine dair benimle iddiaya giren olsaydı, tereddütsüz olamayacağına dair iddiaya girerdim ve kesinlikle kaybederdim" dedi.


Türkiye'nin son 10 yılda olağanüstü bir performans gösterdiğini dile getiren Çağlayan, "Bunlar siyasi ve ekonomik istikrarla oldu. Ama Türkiye'nin rekor büyümesini ve ihracatını, Türk özel sektörü gerçekleştirdi. Yani Türk ekonomisine yön veren iş alemi yaptı. Ben bir siyasetçiyim. Siyaseten kendime pay çıkartabilirim. Ama bu işte asıl sözü olan, Türk özel sektörüdür. Bunun için ben Türk özel sektörüne teşekkür ediyorum. Özel sektör, şu an içinde bulunduğumuz dünyanın kötüye giden ekonomik konjönktüründe, cumhuriyet tarihinin rekorlarının nasıl kırılacağını gösterdi" dedi.


Çağlayan, ihracattaki pazar alanlarının genişletilmesi gerektiğini belirterek, "Eğer biz sadece Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu'ya bağlı kalsaydık, oradaki ekonomilerden etkilenmiş olsaydık, bugün sizlere neden bir yıl önceye göre ihracat rakamlarının düştüğü için bahaneler bulmaya çalışacaktık. Ama bugün şükürler olsun, bahaneye gerek yok. Biz bundan bir kaç yıl öncesine kadar birilerinin yurtdışı gezileri sırasında 'Bunlar neden dışarıya gidiyor, ne var dışarda-' şeklindeki sözlerine kansaydık, Türkiye bugün bu başarıyı gösteremezdi" diye konuştu.


Türkiye'nin enerji konusundaki ihtiyacına da değinen Çağlayan, şöyle konuştu:

"Doğal gazdan başka hiçbir geliri olmayan ülkelere bakın. Hiçbir ülkede elektrik enerjisi üretiminde doğal gaz yüzde 52 ağırlıkta değildir. Ama Türkiye'de var. Niye- Çünkü geçmişte Türkiye'nin enerji stratejisi olmadığı için. Sanayi Odası Başkanıyken, çok eleştirdim ve doğal gaz lobisinin yüzüne fırlatmaya çalıştım. Çünkü enerjiyle ilgili geleceği, büyümeyi kimse okuyamadı. Enerji günü geldi, ödemek zorundasın. En kolay yol seçildi, doğal gazdan elektrik üretme santralleri kuruldu. Oysa bizim, kömürümüz, güneşimiz, rüzgarımız ve jeotermalımız var. Allah'ın verdiği her şey var ülkemizde. Bunun hepsini yapabilirsiniz."

-"Bizim oğlanın adı Yaşar..."-

Çağlayan, Türkiye'nin geçen yıl 54.1 milyar dolarlık enerji ithalatı yaptığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Şimdi çıkarmış olduğumuz yenilenebilir enerji kanunuyla diyoruz ki, teşvik sisteminde almış olduğumuz tedbirlerle enerjide bağımlılığı azaltmak zorundayız. Yoksa cari açığı her zaman konuşacağız. Biz yeni sistemde nükleeri de kullanmak zorundayız. 'Efendim nükleer olmasın' diyenler var. MHP'si, CHP'si, nükleer santral kurulmasını seçim beyannamesine hepimiz koyduk. Bizim oğlanın adı Yaşar, mahkemede doğruyu söyler, karakolda şaşar. Şimdi seçim beyannamesinde bunu verenler, 'Vay efendim nükleer nereden çıktı-' Nükleer nereden çıktı biliyor musunuz- Biz geç bile kalmışız. Zaman kaybettirildi Türkiye'ye... İster doğal gaz lobisi diyin, isterseniz kim derseniz diyin, Türkiye zaman kaybetti. Türkiye isterse, nükleer yapmasın. Etrafındaki nükleere bakın. Eğer nükleer Türkiye için bir tehdit olacaksa, etrafındakiler oluşturmayacak mı, oluşturmadı mı- Şimdi gelişen teknoloji, gelişen şartlarda alınabilecek her türlü tedbiri alırsınız. Uçağa bindiğiniz zaman da güvenlik sorununuz var. Şimdi nükleeri neden yapmak zorundayız, bugün 2 nükleer santralden 85 milyar kilovat saat elektrik enerjisi üreteceğiz. '85 milyar kilovat saat elektriğin kolayı var, kolaycılığa devam. Doğal gazla yapalım' diyebilirler. Biz demiyoruz. Bunun karşılığı ne biliyor musunuz- Bugünkü rakamlarla 4.5 milyar dolar doğal gaz. Nükleeri yaptık, nedir bunun karşılığı- 320 milyon dolar. Ben nasıl enerjiyi ucuza mal edeceğim- Benim enerjim pahalı olduğu için yılda 10 milyar dolarlık demir çelik hurdası, 3 milyar dolarlık alüminyum, 2.5 milyar dolarlık bakır ithal ediyorum. Benim enerjim pahalı olduğu için kimya sektöründe 11 milyar dolar dış ticaret açığı veriyorum arkadaşlar."


Marka değerinin önemine değinen Çağlayan, üretimlerine katma değeri ve inovasyonu koyanların gelirlerini artırdığına işaret ederek, bu yüzden sanayici ve iş adamlarından markalaşma ve inovasyona daha fazla önem vermelerini istedi.



Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu da konuşmasında“18’nci yüzyılın 2’nci yarısından itibaren Osmanlı’nın yurt dışına açılan kapısı olarak şehirleşme sürecini başlatan Mersin, Akdeniz’e kıyı bütün ülkelerden ticaret amaçlı göç almış, göç dinamiği bugüne kadar devam ettirmiş ve bunu zenginleştirici bir unsur olarak geleceğe taşımıştır. Türkiye’nin dış ticarette İstanbul’dan sonra en büyük ikinci merkezi olarak geçtiğimiz yıl 21 milyar dolarlık dış ticaret gerçekleştiren Mersin, İstanbul’un ardından ülkemizin en büyük 2’nci limanına sahiptir. Ülkemizin 2023 hedeflemesi noktasında dünyanın en büyük ilk 10 konteynır limanı arasına girecek ticari limanın ilimize yapılacağı Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan tarafından açıklanmıştır. Tarımda Türkiye’nin en yüksek değerini üreten ve adeta yeryüzü cenneti olan Mersin, lojistikte uluslararası aktarma merkezi ve uluslararası liman kenti konumuyla öne çıkmaktadır” diye konuştu.

Mersin’in tanınmayı hak ettiğini ve Mersin’i konuşmanın bir anlamda Türkiye’yi konuşmak olduğuna vurgu yapan Vali Gğüzeloğlu, “Sahip olduğu inanç, kültür, değer gurupları, zenginlik ve dinamikleri ile Mersin, 21’nci yüzyılda ülkemizin güçlü yürüyüşünü zenginleştiren bir büyükşehir olarak öne çıkmaktadır. Reklam dilinin ‘Algı gerçektir’ şeklinde çok önemli bir tanımlaması vardır. Algının oluşturularak değerlerin yansıtılması ve doğru aktarılması hedef kitleye buluşturulması ile ilgilidir. Mersin bilinenin ötesinde bir derinliğe sahiptir. Bu nedenle algı değerini oluşturmada Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan’ın Mersin Milletvekili olması noktasındaki değişimi açıkça gözlüyoruz. Geride bıraktığımız haftalarda Avrupa Birliği (AB) üyesi bir ülkenin Cumhurbaşkanı’nı tam 2 gün boyunca Mersin’de ağırladık. İstanbul ve Ankara dışında uluslararası buluşmalara Türkiye adına ev sahipliği yapan Mersin, yatırım fırsatlarının sorgulandığı, ülkemizin ihracat gemisinin ve dış ticaretinin kaptanı olan Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan’ın öngörüleri ile geleceğini yönlendiren bir büyükşehir konumuna gelmiştir. Milliyet Gazetesi Mersin İl Etkinliği’nin Mersin’in kaptanı ve ilimiz gelişmesinin mimarı olan Ekonomi Bakanımızın katılımıyla gerçekleştirilmesinden mutluluk duyuyorum.”dedi.



Ak Parti il kongresi öncesi son durum(9) Sedat Yılmaz yazdı.


Özellikle son iki gündür Mersin çok hareketli. Ekonomi bakanı Zafer Çağlayan'ın Mersin'de olması şehre ayrı bir canlılık katıyor.Gerçekten de Sayın Çağlayan'ı bu şehrin insanları çok seviyor. Mersin için çok çalışıyor çünkü. Ve Mersin'de olduğunda şehrin potansiyeli artıyor. Mersin böyle bir bakanı olduğu için çok şanslı bir kent.Mersinliler de bunun farkında.O yüzden dediğim gibi Mersin'de onu çok seviyor.

Gelelim il kongresine. Büyük gün yarın. Akgül ve Çöllüoğlu sahaya geç inmelerine karşın kendilerini anlatabildiklerine inanıyorum. Akgül, STK ve Kurum ziyaretler yanısıra delegelere de kendini anlatma fırsatı buldu. Çöllüoğlu, vizyoner kişiliği ile ulaşılabilir ve Mersin'İ Ak Parti belediyeciliği ile tanıştırbilecek fikir ve hedefleriyle adından söz ettirdi. O da bu hafta ilçeler dahil tüm teşkilatları gezdi. Çok güzel de ilgi topladı.

Mekin Merter Salt ise her ne kadar bakan Çağlayan'ın programını takip ettiyse de, Genel Merkez'in adayı sözünün verdiği rahatlamayla bu seçime açıkçası fazla asılmadı

Ama bir şey dikkatimi çekti. İl başkanlığı seçim sürecini "genel merkez adayı" üzerine kuran Salt ve ekibinde sanki bir rahatsızlık hakim. Diğer adaylardan çekiniyor olsa gerek . Hele ki ilçe başkanlarının deklarasyon yayınlamak zorunda kalmalarını da eklersek bu seçimde fazla yorulmadı da diyebiliriz. Bu seçimde sürekli genel merkez adayı baskısını delege üzerinde kurmaya çalıştılar sanki. Başarılı olacaklar mı hep birlikte göreceğiz. İl kadın kolları başkanının televizyona çıkıp Salt'ı desteklediklerini açıklaması da bu rahatsızlığı anlatıyor.Örneğin bu akşam Öğretmenevi'nde 600 delegeye yemek verilecek. Şöyle düşünüyorum.Hani genel merkez adayıysanız ve seçimi garanti görüyorsanız sürekli bu açıklamayı hatırlatarak bir baskı unsuru haline getirmeye ne gerek var.Bu korku neden? Yada ilçe başkanlarının deklarasyon yayınlamalarına aynı şekilde ne gerek var. Hep beraber seçime girersiniz ve kazanırsınız. Bu kadar basit.

Tekrar söylüyorum Mersin'de diğer partilerden bir ses çıkmıyor.Valiliğin billboard asmasına tepki koyan CHP ve MHP il kongresi hakkında bir açıklama yapmıyor.Renk belli etmiyorlar.Çünkü onlarda 2014 yılındaki yerel seçimlerde kazabilmeleri için Salt'ın il başkanlığını istiyor.

Birde karşılarına keza 2009 daki gibi iddia edilen bir seçim koalisyonu çıkarsa hepten kaybeder Ak Parti.

Sırtınızı hükümetin icraatlarına dayayıp yada sadece Akdeniz Oyunlarına güvenip son iki yılda olduğu gibi ne çalışıldığı belli olmayan,paylaşılmayan ve yerel yönetimleri eleştirmeyen bir anlayışla hareket ederseniz 2014 seçimleri için şimdiden geçmiş olsun diyebiliriz.

Daha kısa bir ifadeyle geçmiş 2 yılda yapılan çalışmalar Ak Parti İl yönetiminin Mersin'i almaya yetecek bir referans yaratmadığını söyleyebilirim.

Hükümetin ve özellikle Bakan Çağlayan'ın Mersin için yapmaya çalıştığı özverinin ve Mersin'i bir dünya kenti yapmak için verdiği mücadelenin karşılığı Mersin'i Ak Parti belediyeciliği ile tanıştırmak olacaktır. Salt ve ekibi bunu başarır mı bilmiyorum. Çünkü plan ve hedeflerini il kongresi öncesi duymadım Tek duyduğum hükümetin icraatlarını yinelemesi.

Eleştiriyoruz diye adaylar bize kızmasınlar.Eleştirimizi yapıyoruz. Çünkü eksik gördüğümüz şeyler var. Eleştiriyoruz. Çünkü bu kenti seviyoruz ve en güzel ellerde bir dünya kenti olma yolunda gitsin istiyoruz. Çünkü bu kent çok güzel şeyleri hakkediyor.

Büyün adaylara yarınki seçimde başarılar diliyorum.

Ekonomi Bakanı Çağlayan Mersin'e yapılan hizmetleri değerlendirdi


Çağlayan "Biz büyük düşünüyoruz. Mersin'i dünyanın en önemli aktarma ve lojistik merkezlerinden biri haline getirmek istiyoruz."dedi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan Mersin'de son bir yıl içinde yapılan hizmetler konusunda şunları söyledi:
Saygıdeğer Basın Mensupları,
Değerli Mersinliler...
Öncelikle sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyor, hepinizi sevgiyle selamlıyor, Mersin dışından gelenlere ev sahibi olarak hoş geldiniz diyorum.

12 Haziran 2011 de yapılan demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından olan seçimlerin üzerinden 1 yıl geçti.
Bu toplantıda, AKPARTİ milletvekili arkadaşlarımla ve İl Başkanımızla birlikte seçimlerin üzerinden geçen 369 günü değerlendireceğiz. Son 1 yılda Mersin'de neler yaptık, neler yapamadık, neler yapmaya devam
ediyoruz, bunları konuşacağız.
Okulların tatile girdiği bu dönemde nasıl öğrenciler karnelerini almışsa, biz de "Mersin İcraat Karnemizi" sizlerle paylaşacağız.
"İstikrar Sürsün, Mersin Büyüsün" sloganı ile çıktığımız yolda Mersin halkı bize teveccühü gösterdi ve AK PARTİ'yi Türkiye'de olduğu gibi Mersin'de de birinci parti yaptı. Öncelikle bir kez daha tüm Mersinli hemşerilerime teşekkür ediyorum. Ancak şunu da bir kez daha belirtmek istiyorum ki, biz AKPARTİ milletvekilleri ve şahsen de bu milletin bakanı olarak, seçildiğimiz andan itibaren Mersin'e parti kimliğinin ötesinde kendimizi birer nefer gibi hizmet etmeye adadık.
Mersinliler bize, Mersin'i marka şehir yapma sorumluluğunu yükledi.
Biz de bu sorumluluğu yerine getirmeye çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz.
Seçim çalışmalarımız sırasında "Mersin'in Akdeniz'in yıldız kenti olması için önünde hiçbir engel yok" demiştik.
"Mersin bulunduğu konumdan çok daha ilerisine layık" demiştik.
"Mersin, gökkuşağı güzelliği ile çok daha iyisine layık" demiştik..
"Mersin'i hak ettiği konuma elbirliği ile, birlik beraberlik ile getireceğiz" demiştik.
"Mersin'in altını üstüne getireceğiz, Mersin'i Akdeniz'in en önemli kentlerinden biri yapacağız" demiştik.
Yapacaklarımızı, Mersin için düşündüklerimizi, projelerimizi bir bir açıklamıştık.
Çünkü, biz "işimiz hizmet, gücümüz millet" düsturuyla yola çıktık.
Gayemiz "milletimize hizmet etmek, hükmetmek değil".
İşte bu düşüncelerden hareketle 12 Haziran 2011 tarihinde bizlere güvenen Mersinli hemşerilerimden aldığımız destek ile hemen işe koyulduk.

Bizler seçim zamanı söz verip, sonrasında sözlerini unutanlardan değiliz.
Bizler, "SİYASETİN SÖZ VERMEK DEĞİL, SÖZÜNÜN ERİ OLMAK" olduğuna inanıyoruz.
Sn. Başbakanımızın hep işaret ettiği, bizim de söylediğimiz gibi "ne
aldatan olacağız, ne de aldanan olacağız".
Şunu söylemiştik, Mersin bulunduğu coğrafi konum, stratejik özelliği,
320 km'yi aşkın sahili, tarihi kültürel zenginlikleri ile Türkiye'nin en önemli liman, en önemli turizm, en önemli lojistik merkezlerinden biri olacak.
Bu bir hayal değil, Mersin zaten bunu hak ediyor.
İşte bugün, Mersin'i Türkiye'nin, Akdeniz'in ve dünyanın en önemli kentlerinden biri haline getirmek için tek tek ne söz verdik, ne aşamadayız, bunları konuşacağız.
Söz verdiklerimizden biri, Çukurova Uluslar arası Havalimanı'nı.
Değerli arkadaşlar,
Öncelikle, kentli bilincinin geliştirilmesi, birlik ve beraberliğin sağlanması, Mersin için elele verilmesi ve "Mersin için bir tuğla da ben koymalıyım" anlayışının kente hakim olmaya başlaması bizim için en önemli kazanımdır.
Bu düşünce, nasıl Mersin İdman Yurdu'nda zirve yapmışsa, yaratılan bu sinerji ile Mersin "birlik ve beraberlik içinde, Mersin için birlikte hareket ederek" Mersini daha ileri noktalara taşıyacaktır.
İşte bir yıllık çalışmalarımızla, kentli bilincini oluşturmak ve kentine sahip çıkmak yaklaşımını egemen kılmak birinci önceliğimizdi.

Çok şükür, bugün düne göre çok daha iyiyiz.
Çünkü biliyoruz ki, Mersin'in ve Mersinlinin ihtiyacı, eksiği çok.
Beklentisi yüksek. Yatırımlardan, kalkınmadan, gelişmeden, refahtan, gelirden hak ettiği payı almak istiyor. Biz de bunu bilerek, "Devler gibi eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmak gerekir" anlayışından yola çıkarak çalışıyoruz.
Değerli Konuklar,
Önemli olan bir kentin marka değerini yükseltmek ve orayı yaşanılır bir cazibe merkezi haline getirmektir. İnsanların mutlu olduğu, oralı olmaktan kendisini mutlu hissettiği bir kent haline gelmektir.
Mersin, uzun yıllar ülkemizin cazibe merkezlerinden biri oldu. İklimi, yaşamın nispeten ucuz ve rahat oluşu, bir çok imkanı bir arada sunması bunu sağlayan etkenlerdi. Bu da, ülkemizin uzun yıllardır yaşadığı,
özellikle doğu ve güneydoğudan göç olgusunda Mersin'i en önemli cazibe merkezlerinden biri haline getirdi.
Doğal olarak, bu talep yoğunluğu ve nüfusun hızla gelişmesi, bugün bize önemli bir görev yüklüyor. O da, bir taraftan hızla kenti daha yaşanılır, daha modern ve rahat bir kent haline getirmek. Diğer taraftan da, kentin potansiyelini harekete geçirerek daha fazla gelir üretmesini sağlamak.
Biz bunları dikkate alarak, hedeflerimizi ve politikalarımızı belirledik.

AKDENİZ OYUNLARI
Geçen yıl, gündemin en önemli konusu Akdeniz Oyunları ve oyunlar kapsamında kente yapılacak yatırımlardı. Çünkü, 450 milyon liraya ulaşacak bu yatırımlarla, hem dünya çapında bir etkinliğin yapılmasıyla Mersin'in değeri artacak, hem de, bu yatırımlar yapılırken sağlanacak katkıyla kent ekonomisinin çarkları daha hızlı
dönecekti.
Açık konuşmak gerekirse, Akdeniz Oyunlarının Mersin'e kazandırılması için Sayın Başbakanımız devreye girdi, garanti verdi ve Akdeniz Oyunlarını Mersin'e hediye etti.
Bundan sonra bize düşen, bunun gereklerini yerine getirmekti.
Akdeniz Oyunları, önümüzdeki dönemde, Mersinimizin markalaşmasını sağlayacak en önemli projedir.  Ve olimpiyatlardan sonra 26 dalda yarışmaların yapıldığı dünyanın en önemli spor organizasyonlardan
biridir. 2013 yılı Haziran ayında gerçekleşecek organizasyona 24 Akdeniz ülkesinden 4000'e yakın sporcu katılacak, on binlerce ziyaretçi de Mersin'e akın edecek.
İşte biz de hızla kolları sıvadık, Gençlik ve Spor Bakanlıağımız ve Düzenleme Komitemizle birlikte, şehrimizde yapılacak 450 milyon liralık yatırımın ihalesini 29 Kasım 2011'de yaptık, temellerini attık, inşaatlarına başladık.
Türkiye'nin en modern stadyumu olacak Mersin Arena Stadı başta olmak üzere, spor salonları, olimpik yüzme havuzu, tenis kompleksi ve 3.500 kişilik Olimpiyat Köyü'nün inşaatları bugün neredeyse yüzde 50 seviyesine ulaştı.
Bu kapsamda ayrıca, Erdemli atış poligonu, Adana atlı spor kulübü,jimnastik salonu, spor salonu ve antreman sahası, Nevin Yanıt atletizm kompleksi tribün projesi, plaj voleybolu tesislerinin de ihalesi tamamlandı, sözleşme imza aşamasına gelindi.
Geçen yıl biz bu yatırımları anlatırken, bu tesislerin yetişmeyeceğini söyleyerek dudak bükenlere bugün bu tesislerin inşaatlarına gidip bakmalarını tavsiye ediyorum. İşte ekranda gördüğünüz gibi, Akdeniz Oyunları'nı şölen havasına çevirecek bu tesisler hızla yükseliyor.
Kimse merak etmesin, Akdeniz Oyunları tesisleri öngörülenden çok daha kısa sürede bitirilecek, oyunların ardından da Mersin ve Mersinlinin hizmetinde olmaya devam edecektir.
Çünkü biz bu yatırımları sadece Oyunlar için yapmıyoruz. Akdeniz Oyunları bizim için bir vesile. Asıl yatırım Mersin ve Mersinli içindir.


ÇUKUROVA ULUSLARARASI HAVALİMANI
Söz verdiklerimizin başında  Adana ile Mersin'i birleştirecek, Akdeniz'i hem yolcu, hem de yük taşımasında dünyaya bağlayacak Çukurova Uluslar arası Havalimanı geliyor.
Bu yatırıma da dudak büküldü. Biz ne yaptık? 15  Aralık 2011'de ihalesini yaptık, 26 Ocak 2012'de uygulama sözleşmesini imzaladık.
İşte ihaleyi kazanan firma temsilcileri burada. Şimdi teknik çalışmaları tamamlayarak temel atmaya hazırlanıyoruz. 36 ayda tamamlanacak bu yatırım ile  357 milyon Euro'luk yatırım gerçekleştirilecek.
Tam 357 milyon euroluk yatırımla 36 ayda tamamlayacak olan konsorsiyum, Çukurova Uluslar arası Havalimanı'nı 9 yıl 10 ay 10 gün işletecek.  Bu sürenin kısalığı bölgenin canlılığını ve potansiyelini
işaret etmektedir. Çünkü bu havalimanı, yıllık 30 milyon yolcu kapasitesiyle Türkiye'nin en büyük havalimanlarından biri olacak.
Mersin ve Adana bölgesinden yapılan ihracatın ve lojistik imkânlarının artması, Akdeniz olimpiyatlarının yapılacak olması, Antalya bölgesinden sonra turizm alanında Mersin'in yıldızının parlaması ve yeni yatırım beklentileri bu sürenin kısalığına etki eden diğer faktörlerdir.
Böylesine önemli bir yatırım bölgeyi adeta uçuracak. Zira bu havalimanı sadece Mersin'in değil, Adana'nın, Karaman'ın, Osmaniye'nin, Niğde'nin "dışa açılan kapısı" olacak.
İnşaata başlanması ile birlikte Mersinli hemşerilerime yeni iş kapıs açılacak, tamamlanmasından sonra Mersinli hemşerilerime istihdam sağlanacak.

TARSUS-KAZANLI TURİZM BÖLGESİ
Değerli Basın Mensupları,
Kıymetli hemşerilerim,
Mersin 320 km sahil şeridi ile Akdeniz'in en önemli turizm merkezlerinden potansiyelini bünyesinde barındırıyor, işte bu nedenle Mersin turizmden daha fazla pay almayı hakkediyor dedik. Mersin'e turizmde basamak atlatacak projelerden birisi Tarsus-Kazanlı turizm bölgesidir.
Bu tesislerin tahsisleri yapıldı, inşaata başlanması için ormanın içinden geçecek yolun inşaatına başlandı. Su ve elektrik teminiyle ilgili çalışmalara başlandı. Bu arada, 7.500 olan yatak kapasitesini 15.000'e çıkardık. Bu sayede bölgeye 1.5 milyar liralık bir yatırım gerçekleştirilecek. Şimdi yatırımcılarla birlikte temel atmaya hazırlanıyoruz.
İnşaat süresinde açılacak iş kapılarının yanında, Tesislerin bitmesi ile 10 bin kişinin üzerinde daimi istihdam sağlanacak. Bu yatırımla sadece otelde çalışacak insanlara değil, Mersin'in gıdadan tekstile, taşımadan temizliğe,  mobilyadan eğlenceye kadar 100'e yakın sektöründe inanılmaz bir potansiyel oluşturacak.
Bu projenin yanında, Karboğazı-Gülek de Turizm Gelişme Bölgesi ilan edildi. Bu bölgenin de çalışmaları tamamlanıyor ve yakında tahsis ihaleleri yapılacak. Böylece kış ve etkinlik turizmi devreye alınarak,
Mersin'in turizm açısından çok yönlü  cazibe merkezi olması sağlanacak.
Mersin'in bulunduğu konumu, ulaşım ağı, demiryolu bağlantısı, limanları ile Türkiye'nin en önemli lojistik merkezi özelliğini taşıdığını, bu potansiyelin harekete geçirileceğini vurgulamıştık.
Bu özelliğini harekete geçirecek yatırımlar bir bir yapılmaya başlandı. Bunlardan birisi Mersin Yat Limanı.

MERSİN YAT LİMANI
Türkiye'nin en büyük 2. yat limanı olan Mersin Marina, 500 yatlık deniz, 500 yatlık kara bağlama kapasitesine sahip bu liman Türkiye'nin Doğu Akdeniz çanağındaki en büyük marinasıdır. Hizmete sunulan Mersin
Yat Limanı ile binlerce yat Mersin'e demir atacak, binlerce turist Mersin'in güzellikleri ile tanışacak ve Mersin turizm gelirlerinden daha fazla pay alacaktır.

Turizmde yaratılan bu sinerji ile Mersin dünyanın en çok kazandıran Kruvaziyer turizmin de merkez olacak. Liman yolu ile yıllık 1 milyon 200 bin turist Mersin'e gelecek. 1 milyon 200 bin turist Mersin'in güzelliklerini keşfedecek, tarihi, kültürel mirasını öğrenecek ve zincirleme etki ile Mersin'in daha da tanınmasına katkı verecektir.

Elbette bunlar Mersin'in genel ticaret ve ekonomisine katma değer katacak, artan ticaret hacmi ile Mersin hak ettiği konuma doğru hızla yol alacaktır.

Mersin'in lojistikte diğer bir avantajı dünyanın en büyük 120 konteynır limanları sıralamasında 97.sırada yer alan limanıdır.
Ancak bununla yetinmeyecek ve dünyanın en büyük 10 limanından birini Mersin'e yapacağız.

MERSİN KONTEYNIR LİMANI PROJESİ
Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'nin ve Orta Doğu ülkelerinin Akdeniz'e açılmalarında Akdeniz Limanlarımız önemli bir rol üstlenebilecekmavantaja sahiptir. Bu çerçevede Mersin'de ana liman (Hub-Port) olarak hizmet vermek üzere 12 milyon TEU kapasiteli Mersin Konteyner Limanı Projesi planlanmış olup çalışmaları sürdürülmektedir.

Dolgu yöntemiyle yapılması planlanan ve 2 milyar 872 milyon Euro'ya mal olmasını planladığımız liman ile ilgili Projeler hazırlandı ve altyapı tamamlanarak ihale aşamasına getirildi.

MERSİN - MISIR RO-RO SEFERLERİ
Suriye'deki mevcut durumu, olayların ilk başladığı anda tahmin ederek, Mısır ile başlatmayı öngördüğümüz Ro-Ro projesini Kızıldeniz üzerinden Körfez ülkelerine uzatmak üzere süratle harekete geçtik ve Mısır
Hükümetinin de desteği ile projeyi hayata geçirdik.
Çünkü temel hedefimiz, Türkiye'yi Mısır üzerinden tüm Afrika kıtasına bağlamak, Mısır'ı da Türkiye üzerinden Avrupa'ya, Asya'ya bağlamaktır.
Şimdilik haftada 2 sefer olarak başlattığımız Ro-Ro seferleriyle Mersin-Mısır Ro-Ro hattında 150'ye yakın tır taşınıyor.
Ayrıca, Lübnan ile Mersin arasında da Ro-ro seferleri başlattık.
Mersin Türkiye'nin dış ticaretinin, ihracatının en önemli lojistik merkezi demiştik.
Bugün dünyanın en işlek konteyner limanları arasında Şangay, Hong Kong ve Singapur başı çekiyor.
Biz de Mersin limanını dünyanın sayılı en işlek limanları arasına sokmak istiyoruz.
Başlattığımız Ro-Ro ile Mersin'in "Doğu Akdeniz"in "HUB"ı yapma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.

MERSİN SAĞLIK KAMPUSÜ
Bizim en önem verdiğimiz yatırımlardan bir tanesi de, Toroslar İlçesi TOKİ konutları bitişiğinde inşa edilecek, Türkiye'nin 6. Büyük hastanesi olacak olan Mersin Sağlık Kampüsü idi. Bu projeyi açıkladık ve dedik ki proje kapsamında;
513 Yataklı Genel Hastane,
408 Yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi,
166 Yataklı Kalp ve Damar Hastalıkları Hastanesi,
96 Yataklı Psikiyatri Hastanesi,
50 Yataklı Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi inşa edeceğiz.
İlgili arsanın Sağlık Bakanlığı'na süresiz tahsisi sağlandı ve
İhalesi 11 Mayıs 2012 tarihinde tamamlandı.
Türk ve yabancı ortaklı konsorsiyumun kazandığı ihale kapsamında Sağlık Kampüsü 36 ayda tamamlanacaktır.

Değerli Basın Mensupları
ÖTV VE KDV'SİZ AKARYAKIT UYGULAMASI
Mersin'de seçim çalışmalarında ihracat malı taşıyan tırlarımızın başka limanlarda uygulanan ÖTV ve KDV'siz akaryakıt uygulamasından yararlanmadığını, bu uygulamaya Mersin limanının da dahil edileceğini söyledik.
Dedik ki Mersin Limanından "ÖTV ve KDV'siz akaryakıt verilmesini sağlayacağız". Çünkü bu ihracatçılarımıza haksız rekabet oluşturuyor.
Türkiye'nin 7 limanında yapılan bu uygulamaya Mersin limanının da dahil edilmesi gerekir.
Dedik ve yaptık, 20 Temmuz 2011 tarihinden itibaren Mersin Limanı'ndan da, ihracat malı taşıyan kamyon ve TIR'lara "ÖTV ve KDV'siz akaryakıt verilmesi" uygulanıyor.

YOLLAR
Mersin'i Türkiye'ye ve dünyaya bağlamak ve hemşehrilerimizin rahat ulaşımını sağlamak için karayolu inşaatlarını da hızla sürdürüyoruz.
Mersin'den Antalya'ya ulaşımı 10 saatten 5 saate indirecek toplam 227 km uzunluğundaki Akdeniz Sahil Yolu'nun, toplam 158 Km'si sathi kaplama seviyesinde tamamlanarak trafiğe açıldı.
Kalan 69 km'lik kesimin 10 km'sinin 2012 yılında 59 km'sinin ise 2014 yılı sonuna kadar tamamlanarak trafiğe açılması hedeflenmektedir.
Proje kapsamında toplam 5 441 m uzunluğunda 8 adet çift tüp tünel bulunmaktadır. Böylece projenin yüzde 75'i tamamlanmış oldu.
Mersin-Karaman Duble yolunun da yüzde 50'si tamamlandı ve 112 kilometrelik yolun 56 kilometresi trafiğe açıldı. Kalan 55,3 km'lik kesimin 15 km'sinin 2012 yılında, 40,3 km'sinin ise 2013 yılı sonuna kadar tamamlanarak trafiğe açılması hedeflenmektedir.
Tarsus-Mersin Otoyolunun Çeşmeli'den Silifke Taşucu mevkiine kadar toplam 64 km. uzatılması hedeflenmektedir.
64 km. ana gövde ve 23 km. kavşak bağlantı yolları olmak üzere bütçesi, toplam 87 km'nin kamulaştırma maliyeti 350 milyon lira, yapım maliyeti de 500 milyon lira olmak üzere toplam 850 milyon lira olarak
tahmin edilmektedir.
Şunu söyleyebilirim ki, 4 yıl içinde Mersin'de karayollarına 1,5 milyar TL, eski parayla 1,5 katrilyon liralık yatırım yapacağız.

SERBEST BÖLGELER
Biz Mersin'e 5 Yeni Nesil Serbest Bölge kazandıracağımızı söyledik.
Lojistik, tarım, havalimanı ticaret, yat inşa ve bakım onarımalanların da kurulacak bölgelerle ilgili planlamalarımızı hazırladık.
Bu arada, bu tür bölgelere desteğimizi artırabilmek için, Serbest Bölgeleri Özel Ekonomik Bölgelere dönüştürecek çalışmayı da tamamladık ve yasal düzenlemeyi hazırladık.
TBMM tatile girene kadar yürürlüğe girmesini öngördüğümüz bu düzenlemeyle, Mersin çok önemli bir dönüşüm sağlayacak.
Bu bölgelerle Mersin'de özel bölgede faaliyet gösteren firma sayısı 1300'ün, bölgelerdeki istihdam  25 binin üzerine çıkacak ve 15 milyar dolarlık yeni ticaret hacmi üretilecek.

TARIM
Değerli basın mensupları
Mersin bir turizm kenti olduğu kadar, aynı zamanda da tarımsal üretim kentidir.
Türkiye'nin Yaş meyve üretiminin yüzde 10'u, muz üretiminin yüzde 72'si, çilek üretiminin yüzde 54'ü, turunçgil üretiminin yüzde 30'u, limon üretiminin yüzde 62'si Mersinde yapılmaktadır.
2011 yılı rakamlarıyla Türkiye'nin 2.3 milyar dolar olan Yaş meyve sebze ve Turunçgil  ihracatının yüzde 21'i, yani 486 milyon dolarlık kısmı Mersin'den ihraç edilmektedir.
Böylesine önemli potansiyeli bulunan bu ürünlerimize ihracat desteği sağlamak da bizim görevimizdir.
Halihazırda uygulamada olan Karar'a göre portakal, mandarin, greyfurt ve limon ihracatına 125 ABD doları/ton; taze üzüm ihracatına ise 50 ABD doları/ton ihracat iadesi verilmektedir.
2011/12 döneminde domates, hıyar, biber, kabak ve patlıcan ihracatına 50 ABD doları/ton ihracat iadesi yardımı sağlanmıştır.
Narenciye üreticisine sağlanan 104 milyon liralık desteğin üçte birinden fazlası Mersin'e verilmiştir.

TOKi YATIRIMLARI ve KENTSEL DÖNÜŞÜM
Mersin'de 21 şantiyede; 3622 konut, 6 ilköğretim, 7 lise, 3 hastane, 2 sağlık ocağı, 4 cami, 13 spor salonu, 5 ticaret merkezi, 4 pansiyon ve rehabilitasyon merkezi inşaatı TOKİ tarafından sürdürülmektedir.
Kentsel dönüşüm çerçevesinde Proje ve ihale çalışmaları devam eden 5290 konut ile birlikte Mersin'de toplam 8912 konut sayısına ulaşılacaktır. Başlatılan uygulamaların toplam yatırım bedeli yaklaşık 422 milyon TL'dir.
Ancak açık konuşmak gerekirse, kentsel dönüşüm alanı, bizim istediğimiz sonuçlara ulaşamadığımız bir alandır. Hemşehrilerimizin modern konutlara savuşmasını sağlayacak projelerde çeşitli sebeplerle, ağırlıklı olarak da yerel sebeplere istediğimiz gelişmeyi sağlayamadık. Ancak bu konuda şimdi yeni bir çalışma başlatıyoruz. Bu
çalışmamızla, hemşehrilerimizin, bu projelerin hayatlarını nasıl değiştireceğini anlayarak, daha fazla destek olacaklarına inanıyoruz.

Değerli Basın Mensupları,
Bizim Mersin'de en çok önem verdiğimiz konuların başında, istihdamın artırılması geliyor. Son bir yılda, Mersin'in geleceğine, ticari potansiyeline güvenilerek yapılan yatırımlar ciddi oranda arttı. 2012 yılının ilk çeyreğinde Mersin'de 440 yeni iş yeri açıldı. Mayıs ayı sonu itibariyle faal firma sayısı 121.962'ye ulaştı. Geçen yıl Mayıs
sonuna göre işyeri sayısındaki artış da 4 bine yaklaştı.

2011 Mayıs sonunda 33.595 olan kayıtlı işgücü 2012 Mayıs ayı sonunda 57.383'e çıktı. Yani 23.788 kişilik artış sağlandı. 2011 Ocak Mayıs'ını kapsayan 5 ayda İŞKUR'a 10.210 kişi iş başvurusu yaparken,işe yerleştirilenlerin sayısı 1.158'de kalmıştı. Bu yıl ilk 5 ayda başvuru sayısı 9.983'e düşerken, işe yerleştirme sayısı geçen yıla
göre yüzde 182 artarak 3.271'e ulaştı.
2012 Ocak-Mayıs arasında iş başvurusu yapan her 3 kişiden birini işe kavuşturmak bizim için son derece sevindirici oldu.

BAŞBAKANIMIZIN ZİYARETİ
Değerli Arkadaşlar,
Biz Mersin için projeleri bir bir yürürlüğe sokarken, fiili çalışmalar da devam ediyor. Örneğin, yarın Mersin'e gelecek olan Sayın Başbakınımız 231 milyon liralık yeni yatırımları hizmete açacak.
Başta Erdemli 150 Yataklı Hastane ve Mut Cumhuriyet Ana Cocuk Sağlığı Hizmet Binası, Toros Devlet Hastanesi 150 yataklı ek bina, Silifke 200 yataklı devlet hastanesi, 37 tane okul, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi binası ve Mühendislik Fakültesi ek binası, 1000 kişilik öğrenci yurdunun da aralarında bulunduğu 45 tesis Mersin'e
kazandırılacak.

Tarsus 600 Yataklı Devlet Hastanesi, Gülnar 30 Yataklı Devlet Hastanesi, Mersin Akdeniz 400 Yataklı Devlet Hastanesi ise yatırım programında olan yatırımlarımız.

SONSÖZ
Değerli Basın Mensupları,
Bu çalışmalar yeterli mi? Elbette ki değil. Daha yapacak çok işimiz var.
Biz "Tarlada izi olmayanın, harmanda sözü olmayacağına" inanırız. O yüzden, karınca gibi çalışıyoruz. Çalışmaya da devam edeceğiz.
Biliyoruz ki; "Zafer, -zafer benimdir- diyebilenin, başarı -başarılı olacağım- diye başlayanın ve -başarılı oldum-diyebilenindir.
İnanınki daha yeni başladık. Henüz 1 yılımız doldu. Planlarımızı yaptık,  bütçelerini ve gerekli ekonomik, sosyal ve hukuki altyapısını hazırladık.
Mersin'de değişim ve dönüşüm yeni başlıyor.
Biz büyük düşünüyoruz. Mersin'i dünyanın en önemli aktarma ve lojistik merkezlerinden biri haline getirmek istiyoruz. Bunun için çok büyük bir projeyi devreye sokuyoruz.
Mersin, turizm potansiyeli, tarım potansiyeli, coğrafi konumu ile, sadece Türkiye'nin ve yakın coğrafyanın değil, Uzakdoğu ülkelerinin ve Avrupa ülkelerinin de değerlendireceği bir LOJİSTİK MERKEZ olacak.
Projelerimizi bir bir yapacağız.
İnanın, eğer Mersinlilerle birlikte yaparsak başarırız. Daha yolun başındayız ve pek çok projemiz gerçekleşmeyi bekliyor. "Siyasetin söz vermek değil, sözünün eri olmak" demek olduğunu çok iyi bilen bir Başbakanın ve hükümetin bakanı ve milletvekili olarak sözlerimizin ve projelerimizin bir bir gerçekleştiğini inşallah hep birlikte
göreceğiz.
Yeter ki, bir olmaya, birbirimize destek olmaya devem edelim.
Bu toplantıyı, Mersin'i ve Mersinliyi motive etmek, değişime ve dönüşüme inandırmak ve katkı vermesini sağlamak için yapıyoruz.
Çünkü ancak birlikte olursak, birlikte çalışırsak başarabiliriz. Bu çalışmalara destek veren öncelikle Sayın Başbakanımıza, hükümetimize, AKPARTİ milletvekillerimize, parti ayrımı yapmadan milletvekili ve belediye başkanlarına, yerel yöneticilere teşekkürü borç biliyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha hoşgeldiniz diyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum

CHP ve MHP'den valiliğin yaptırdığı billboardlara tepki


MHP Mersin İl Başkanı Mahmut Tat, Mersin Valiliği tarafından yaptırılan billboardlarda ki toplu açılış duyurularına tepki gösterdi.

16 Haziran 2012 Cumartesi günü Tevfik Sırrı Gür Stadyumunda saat 14:00’da AKP Mersin İl kongresine katılacak olan Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın iki saat sonra 16:00’da yine stadyum önünde toplu açılışa katılmasıyla ilgili Mersin Valiliği’nin toplu açılış törenini billboardlar yoluyla duyurmasını eleştiren, MHP Mersin İl Başkanı Mahmut Tat, Mersin Valiliği tarafından şehrin her yerine donatılan afişlerin ve toplu açılış masrafının hesabını da sordu.

Tat, “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın teşrifleriyle gerçekleştirilecek Mersin toplu açılış törenine davetlisiniz, 16 Haziran 2012 Cumartesi, Tevfik Sırrı Gür Stadyumu önü saat 16:00- T.C. Mersin Valiliği” yazılı afişleri bilboardlara asan Mersin Valiliği, bu hizmeti hangi amaçla yapmıştır, bilboardlara reklam verme emrini kimden almıştır, bilboardların bedelleri için ne kadar ödeme yapılmıştır, hangi kurum bu reklam bedelini ödeyecektir? Toplu açılışın Mersin Valiliğine maliyeti nedir? Toplu açılışın bedeli hangi hesaptan karşılanıyor?

Ayrıca; AKP İl kongresinin başlamasından iki saat aradan sonra, Başbakanın katılımı ile yapılacak olan toplu açılış için; AKP il kongresine gelmek istemeyen vatandaşların, iş adamlarının ve bürokratların Mersin Valiliğinin toplu açılış duyurusu ile kongreye gelmesi mi hedefleniyor? Akıllara gelen bu soruların cevabını Mersin Valiliği vermelidir.” dedi.

Hangi tesislerin açılışına davet ediliyoruz?

MHP Mersin İl başkanı Mahmut Tat, açılışı yapılacak olan tesislerin neler olduğunun afişlerde açıklanmamasını da eleştirdi. Tat, “ Kongre gününde kongre mahallinde toplu açılışın yapılması doğru bir hareket değildir. Toplu açılışı yapılacak olan tesislerden birinin yerinde yapılması gerekir. Bir de hangi tesislerin açılışı yapılacak. Billboardlarda açılışı yapılacak tesislerin isimleri de yok. Halk hangi tesisin açılışına gelecek? Mersin Valiliği hangi tesisin açılışına vatandaşları davet ediyor?” dedi.

CHP yönetimi tartışmalı billboardın önünde

CHP İl başkanı Faruk Akar, Mersin Valiliği’nin, Başbakan Recep tayip Erdoğan’ın gelişiyle ilgili hazırladığı pankartlara tepki gösterdi. İlçe başkanı ve il yöneticileri ile hazırlanan billboardlardan birisinin önüne geçen Akar, bu anlayışa karşı mücadele etmek için muhalefet olarak daha fazla çalışmaları gerektiğini söyledi. Valiliğin tutumuna karşı yönetim kurulunu toplayarak bu konuda bir yol haritası belirleyeceklerini söyledi.

‘Vali mi, il başkanı mı?’

CHP Akdeniz İlçe Başkanı Ünal Uyar, 16 Haziran Cumartesi günü yapılacak olan AKP Mersin İl Kongresi öncesinde, Mersin Valiliği’nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafı ile AKP logosu bulunan afiş bastırarak billboardlara koymasını eleştirdi ve “Sayın Hasan Basri Güzeloğlu, Mersin Valisi mi yoksa AKP İl Başkanı mı” diye sordu.

AKP’nin ve Başbakan Erdoğan’ın iktidara geldiği günden bu yana “Taraf olmazsanız bertaraf olursunuz” sözünü kendisine ilke edinmiş olduğunun altını çizen Ünal Uyar, “Başbakan bu sözleriyle ya benden yana olacaksınız ya da yok olup gideceksiniz demek istemişti. Ve bu apaçık tehdidi bugün Türkiye’de görev yapan her makamı ve makam sahibini teslim almış durumdadır” şeklinde konuştu.

Tarafsız olması gereken Valiliğin, vatandaşları AKP İl kongresine çağırdığını savunan Uyar şöyle devam etti: “Hangi tesislerin açılacağı bile belirtilmeyen bu duyurular apaçık göstermektedir ki, kongrenin yapılacağı yerle aynı yerde yapılacak toplu açılış töreni bahane edilerek halk, AKP kongresine tarafsız olması gereken Mersin Valiliği tarafından davet edilmektedir. Şimdi sormak istiyorum; Sayın Hasan Basri Güzeloğlu Mersin Valisi midir yoksa AKP Mersin İl Başkanı mıdır?”

Valiliğin bilboardları Meclis gündeminde

CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, Mersin Valiliği tarafından hazırlanan ve kentin bir çok yerine asılan ve Başbakan Erdoğan’ın toplu açılış yapacağına dair billboardları Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdı. Dibek, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in yazılı olarak yanıtlanması talebiyle verdiği soru önergesinde billboardların maliyetini ve ödemenin hangi kaynaktan yapılacağını sordu.

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 16 Haziran’da partisinin il kongresi ve bir takım açılışlar için Mersin’e geleceğini hatırlatan Dibek, “Şehirdeki tüm billboardlar ‘T.C. Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleri ile yapılacak Mersin Toplu Açılış Törenine Davetlisiniz Mersin Valiliği’ afişi ile donatılmıştır. Afişte açılışın Tevfik Sırrı Gür Stadyumu’nda saat 16.00’da olacağı yazılmıştır. Aynı gün, aynı yerde saat 14.00’da AKP İl Kongresi de başlayacaktır” şeklinde açıklamada bulundu.

Erdoğan’ın bu ziyareti ile ilgili, hazırlanan billboardların tepkilere yol açtığını da hatırlatan Dibek, Şahin’in yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti: “Mersin’deki toplam billboard sayısı ne kadardır? Başbakanın geleceği ile ilgili afişler kaç billboardda yerlerini almıştır? Bu afişler için toplam ne kadar ödeme yapılmıştır? Ödeme hangi kurum tarafından yapılmıştır? Bütün billboardların Başbakan ile ilgili afişlerde donatılması talimatını kim vermiştir? Toplu açılışta kaç tesis açılacaktır? Başbakan tesislerin hepsini stattan mı açacaktır? Toplu açılış töreni için stat kaç paraya kiralanmıştır? Toplu açılışın toplam maliyeti ne kadardır? Bu maliyet hangi kurum tarafından karşılanacaktır? Aynı statta 2 saat önce AKP İl Kongresinin de yapılacağı göz önüne alındığında, Valiliğin açıkça Mersinli Yurttaşlarımızı AKP İl Kongresine çağırdığı kanaati oluşmayacak mıdır?”

İmece Haber Merkezi

Aşkın GÜNAY :“Sanatın kalbi Soli Güneş Festivalinde atacak”


Konu ile ilgili açıklama yapan Mersin Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Müdürü Aşkın GÜNAY, bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan Soli Güneş Festivalinde yer almaktan mutluluk duyduklarını ifade ederek, Ömür ABAK ve İbrahim ÖZBERK’ in sahne alacağı festivalde solistlerimize Devlet Korosunun deneyimli saz sanatçılarının eşlik edeceğini söyledi.


Devlet Opera ve Balesi ile Mersin Marina’ da gerçekleştirilen Gün Batımı konserlerinin ardından, Mezitli Güneş Festivalinde yine birliktelik sergileyeceklerini hatırlatan Günay; “kentimizin iki güzide sanat kurumunun kardeşliği ve ortak projeler üretmesi, kentimizin sanat alanındaki gücünü daha da arttırmaktadır, 20 Haziran açılış konserinde sanatın kalbi Soli Güneş Festivalinde atacaktır.” diyerek tüm Mersinlileri 20 Haziran’ daki konsere davet etti.

MESİAD 8. Yılın İşadamı ve Yılın Girişimcisi Ödülleri sahiplerini buldu


Mersin Sanayicileri ve İşadamları Derneği (MESİAD) 8. Yılın İşadamı ve Girişimcileri Ödül Töreni, Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapıldı. Törene; Ekonomi Bakanı Çağlayan'ın yanı sıra Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Ak Parti Mersin Milletvekili Nebi Bozkurt, CHP Milletvekilleri Vahap Seçer ve İsa Gök, MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ve Milletvekili Ali Öz, Dış Ticaret Genel Müdürü Mustafa Sever ile çok sayıda işadamı katıldı.


FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ

Açılış konuşmasını Mesiad Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akkurt yaptı. Akkurt"Mersin'de güzel şeyler oluyor.Sayın Bakanımızın öncü ve fedakar çalışmalarını biliyor ve teşekkür ediyoruz. Sayın Bakanımızın girişimleriyle, hükümetin 2013 stratejik planında Batı Mersin sahilinin turizme kazandırılması,Lojistik Merkezi,Dünya ticaret Merkezi,Organize Tarım Merkezi OSB'nin otobana bağlanması yatırımlarının yer alması temennimizdir.Şu anda ilimize gelmek isteyen yatırımcılar imarlı arsa sıkıntısı çekmektedir.Bunun için yeni yapıalcak olan 1/100000 çevre düzeni planına uyum sağlayacak hali hazır 1/25000,1/5000 ve hatta 1/1000'lik imar planının acilen çıkarılması kaçınılmaz olmaktadır.Bunun için de Büyükşehir ile birlikte 4 ilçe belediyemiz ve ilgili meslek kuruluşları bir araya gelmelidir.Mersin'in olmazsa olmazlardan biri de Kentsel Dönüşümdür.Mersin'İn 4/3'ü kentsel dönüşüme ihtiyaç duymaktadır.Bu dönüşümü sadece bir kaç mahalleye endeksleyerek süreci uzatamayız.Mesiad olarak Kentsel sit alanı tasarım projesi,kruvaziyer turizm çalışmaları gibi projelerin ve kentsel dönüşüm uygulamalarının yanında ve destekçisi olacağımızı da belirtmek isteriz."dedi.


FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ
CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer de konuşmasında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın düzenlediği Yılın Vergi Rekortmenleri ve Başarılı İhracatçıları Ödül Töreni'nde muhalefet milletvekillerine söz hakkı verilmemesini eleştirerek, demokrasinin her rengi kabullenmek anlamına geldiğini ifade etti ve "Birbirimizi anlayışla karşılamak, dinlemek zorundayız" diye konuştu.

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ise konuşmasında hükümetin geldiği noktayı azımsamadığını, Mersin özelinde, Türkiye genelinde gelinen noktanın çok iyi olduğunu söyledi.

Siyasetle uğraşanların yaptıklarıyla övünmelerinin yanlış olduğunu ifade eden Şandır, 2002 yılına göre bugünü değerlendirmenin, bu millete haksızlık olacağını öne sürdü.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ
"Ben Sayın Bakan Çağlayan'ı övüyorum, çünkü çok çalışkan bir bakan" diyen Şandır, şunları söyledi:
"Bu hükümetin bakanları içerisinde bizim bakanımız bir tane. Ama sayın bakanım müsaade edersen konuşmak istiyorum. Büyük pazar Avrupa, yani ihracatımızın büyük kısmını yaptığımız Avrupa pazarı bir kriz içerisinde. Çevremiz savaş alanı. Ülkemizin içerisinde ayrılıkçı faaliyetler hadsafhaya geldi. İç ve dış faktörlerde çok ciddi pisliklerin olduğu bir süreçten geçiyoruz. Tam bu süreçte ekonomimizin çok belirsizlik diye tanımlayacağımız kırılgan noktaları gelişmeye başladı. Bu büyüme yetmez, bu büyümeyle Türkiye'yi geleceğe taşıyamayız. Yüzde 2 büyümeyle bir yere varamayız. Enflasyon rakamları gittikçe iki haneli rakamlara gidiyor. Sayın bakanı övmemin sebebi cari açıktır. Çünkü cari açıkta büyük bir düşüş yaşandı. Cari açık ocak-nisan aralığında 21 milyar dolar oldu. Geçen yıl bu, 28 milyar dolardı. Bunda ihracattaki artış ya da dış ticaret açığındaki azalma etkili oldu. Bu, Sayın Çağlayan'ın eseri, onunla gurur duyuyoruz. Ama yıl boyunca 70 milyar dolar olacak bir cari açığı bu ülke taşıyamaz sayın bakanım. Burada siyaset yapmıyorum. 136 milyar vadesi gelmiş borcumuz var ayrıca 70 milyar dolar da cari açık, toplam 200 milyar dolar borcumuz olacak. Bizim artı değer üretmemiz gerekiyor. Bu sıkıntıyı nasıl aşacağız- AB de kriz, komşularımızda savaş, içeride ise bir bölücülük yaşanıyor. Böyle bir ortamda böyle kırılganlıklara bir çözüm üretmek gerekiyor. Ben sadece onu söylemek istedim."


FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ

Vali Hasan Basri Güzeloğlu ise demokrasinin, siyasi ve ekonomik istikrara dayalı gelişmenin temelinde birlik-beraberliğin yattığının altını çizdi. Mersin’in kimseyi ötekileştirmeyen bir kentin ismi olduğunu ve bünyesinde barındırdığı 3 üniversitesiyle ülkemizin 2023 hedefine zenginlik katan bir kent olduğuna dikkat çekti.Güzeloğlu “Türkiye’nin en özel ve güzel kentlerinden birisi olan Mersin, kalkınma dinamikleri açısından temel alınan sanayi, tarım, turizm ve lojistik alanlarında iddialı olabilmek adına çalışmalarını sürdürmektedir. Mersin, ülkemizin geleceğine bu 4 temel kavramla değer katan bir kenttir. Ülkemiz genelinde 6’ncı büyük vergi tahsilatı yapılan kent niteliği taşıyan Mersin, vergi sadakatinde tahakkuk ve tahsilatta 3’ncü sırada yer alan bir büyükşehirdir. Devam eden büyük yatırımlar ve çalışmalar, özelde Mersin’in genelde ise Türkiye’nin yürüyüşüne katkı sağlayacaktır. Valisi olmaktan onur duyduğum Mersin’de, kentin gelişmesine ve güzel bir geleceğe taşınmasına destek sağlayan MESİAD’ın ilimizle buluşmazı büyük bir kazançtır. Ülkemizin 2023 hedeflemesinde daha güzel günlere hep birlikte ulaşacağız” diye konuştu.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da burada yaptığı konuşmada “2002 yılından örnekler vermeyeceğim. Onu zaten vatandaşlar seçimde değerlendiriyorlar.Türkiye'nin gelecekle ilgili bir kaygısı yoktur.Ülkede yatırım, ihracat, üretim yapan ve istihdam yaratan herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Rekabetin kaliteyi arttırdığı inancıyla Türkiye yabancı sermayelere konu olmuş bir ülkedir. Ülkemizde yapılan 238 milyar TL’lik yatırımın yüzde 70’inin Avrupa’dan gelmiş olması ve uluslararası sermayenin Türkiye’de niye yatırım yapılıyor?Sebebi ülkemize duyulan güven, ekonomik istikrar ve 29 yaş ortalamasıdır. Geçtiğimiz yıl 135 milyar dolarla kırılan Cumhuriyet tarihinin ihracat rekoruyla birlikte ülkemiz, Çin’den sonra en hızlı büyüyen 2’nci ülke olarak tüm dünyaya ekonomi dersi vermiştir. 105 ülkeye ihracat yapan Türkiye bu başarısını özel sektör sayesinde elde etmiştir ve ülkemiz ihracatının yüzde 46’sını Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yapmıştır. Bu rakamların ardından ülkemiz yüzde 8 buçuk gibi rekor seviyede büyüme gerçekleştirdi. Eğer ülkemiz AB’de olsaydı, AB yüzde 1 buçuk değil yüzde 1,8  oranında büyüyen taraf olacaktı. Ekonomik anlamda başarıları dünyanın her köşesine giderek, mücadele ederek ve pazarlara girerek elde ettik” dedi.


FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ

Ülkemizin ekonomik alandaki büyümesini 2012 yılında da sürdürdüğünü belirten Ekonomi Bakanı Çağlayan, “2012 yılının ilk 5 ayında 60 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. 2011 Mayıs ayı ile 2012 Mayıs’ı arasında geçen 1 yıllık süre zarfı içerisinde Cumhuriyet tarihinde ilk defa 140 buçuk milyar doları yakaladık. Tüm bunların yanında cari açık hafife alınmayacak kadar önemlidir. Cari açıkla mücadele etme noktasında gerekli tedbirleri alıyoruz. Bu noktada cari açığı azaltmak için ihracatı arttırmak ve ithalata olan bağımlılığı azaltmak gerekmektedir. Cumhuriyetimizin 100’ncü kuruluş yıldönümü olan 2023 hedeflemesinde ülkemizi dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına sokacağız. Mal ihracatımızı 500 milyar dolara, milli gelirimizi de 2 trilyon dolara ulaştıracağız. Çünkü ülkemiz 2023 yılında Cumhuriyetimizin en önemli hedeflerini koyan bir anlayış içerisindedir. Bu kapsamda 10 bin kilometreden fazla demiryolu yapacağız ve mevcut demiryollarının rehabilitasyonunu gerçekleştireceğiz. Dünyanın en büyük konteynır limanları arasına girecek 2 limanı da ülkemize kazandırma projemiz var. Bunlardan birinin hizmetkarı olduğum Mersin’e yapılması da benim için ayrı bir anlam taşımaktadır. Tüm bu çalışmaları gerçekleştirmek için yapacağımız 10 yıllık harcama 110 milyar dolardır” ifadelerini kullandı.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ


Çağlayan Türkiye'nin %43 oranında ithalata bağımlı olduğunu belirtti.İthalat oranının bu kadar fazla olmasının geçmişte tedbir alınmaması, enerji ve sanayileşm politikası izlenmemesine bağladı.Çağlayan"Dışarıdan bakır,alüminyum,demir çelik hurda,motor alıyoruz. Kendi özkaynaklarımızı kullanmalıyız.2023 de Türkiye'nin 125 bin Megavat enerjiye ihtiyacı olacak.Bu da 130 milyar dolara denk geliyor."dedi.
Ülkemizde yapılacak 2 nükleer santralde 85 milyar kilowatt/saat elektrik enerjisi üreteceğiz. Bu elektrik enerjisini mevcut sistem ve doğalgazla üretemeyiz. Doğalgazla ürettiğimiz zaman bugünkü fiyatla tam 4.5 milyar dolar olur. Ama biz bunu nükleer santralle üreteceğimiz zaman sadece ve sadece 320 milyon dolar olacak. Bugün güneş enerjisi yapan ülkeler birer birer batıyor. İspanya güneş enerjisini çok yüksek maliyete yaptığı için, çok ciddi krizle karşı karşıya. Güneş enerjisinin adı güzel ama maliyeti çok yüksek. Ama inanıyorum ki ilerleyen yıllarda teknoloji geliştikçe güneş enerjisinin maliyeti de düşecektir. O nedenle Türkiye nükleer enerjiyi yapmak zorunda."

Yeni teşvik sisteminin cari açığın çaresi olacağını vurgulayan Çağlayan,"(Teşvik sistemi 4x4) demiyorum ama bu teşvik sistemi 4x3'lüktür. En azından çalışılmış, özel sektörün taleplerine yer verilmiş bir teşvik sistemidir. Teşvik sistemimizi bilhassa cari açığın belini kıracak bir sistem üzerine kurduk" dedi.

Çağlayan, CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer'in "Sabah düzenlenen toplantıda demokrasi gereği kendilerine söz verilmediğini yadırgadığını" söylemesine ilişkin, şunları kaydetti:

"Vahap kardeşimi çok severim. Söylediğini ben üstüme almadım. Niye alınmadım biliyor musunuz- Ben demokrasi aşığıyım. Ben, ailesi 1960 ihtilalinde etkilenmiş bir aileyim. En büyük amcam milletvekiliydi. Amcamın Yassıada'ya girmesinden ve o demokratik olmayan davranıştan dolayı yüksek tansiyondan vefat etti. O dönemde asılan gençlere her zaman üzüldüm. Benim birçok arkadaşım asılmış veya hapishanelerde ciddi işkenceler görmüştür. Dönemin komutanlarından biri sanki otomobil lastiklerine balans yapıyor gibi 'bir sağdan, bir soldan asıyoruz' demişti. Ben bunları yaşadım. Ben demokrasiye müdahalenin olduğu dönemlerde ya çocuktum, ya üniversiteydim, ya iş hayatının içindeyim. Benim demokrasiye aşkım buradan gelir.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ

Bakın hayatımda çok onurlu bir iş yaptım. 54 yaşına kadar öyle çalıştım, hayatımın en onurlu işini, geçen dönem TBMM'de 26 maddelik anayasa değişikliğini yaparak, artık bu ülkede hiç kimsenin seçimle gelmiş milletin oyuyla gelmiş insanların önünü kesmemesi için oy verdim. Benim demokrasi aşkım, demokrasi anlayışım bu. Darbecilerin yaptığı anayasayı değiştirerek gurur duydum.

Sevgili Vahap, demokrasiden bahsedenlerin, bir kere TBMM'de geçen dönem anayasa oylaması yapılırken, baskı ve zor kullanarak o kürsüye sokmamasıyla demokrasiden bahsedemez. Böyle bir demokrasi olmaz. Bakınız anamuhalefet partisi geldi Meclise, ret oyunu kullandı ancak yasa yine geçti. İşte demokrasi bu. Ama şimdi milletin vekilinin özgür iradesini engelleyeceksin, ayrıca yanında oturan İsa Gök'ü, yani milletin vekilini kongrede konuşturmayacaksın ve yumruklarla konuşmasını engelleyeceksin. Bunun adı demokrasi değil."

Hükümetimiz tarafından açıklanan teşvik sistemi ile ilgili olarak da açıklamalarda bulunan Bakan Çağlayan, teşvik sistemi yapılanmasının Ekonomi Bakanlığı’na bağlandığı andan itibaren bütün görüşlerin dikkate alınması talimatını verdiğini kaydederek, şunları aktardı: “Sivil toplum kuruluşlarından gelen 800’ün üzerinde önerinin göz önünde bulundurulması ile hazırlanan teşvik sistemi Cumhuriyet tarihinin en cömert teşvik sistemi olmuştur. Teşvik sistemi cari açığın en önemli ilacı olacaktır. Teşvik paketini cari açığın belini kıracak bir sestim üzerine kurduk. Çalışılmış ve özel sektörün taleplerin yer verilmiş bir sistem olan teşvik paketinde Mersin, 3’ncü bölge teşviklerinden yararlanmaktadır. Paketle birlikte Organize Sanayi Bölgeleri’ni (OSB) baş tacı yaptık. Yatırımcılarımız ülkemizde üretimi kısıtlı olan ürünlerin yapılması noktasında özel strateji desteği alacak. Mersin’de bu konuda ciddi bir şansa sahiptir. Tüm bunların yanında işsizlik rakamlarına baktığımız zaman ülkemizin işsizlik alanında AB ortalamasının altında kaldığını gösteriyor. Son dönemlerde gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla 25 milyon istihdam sağladık. Mersin’e yapılan ve yapılacak yatırımlarla birlikte Mersinliler iftihar edecek, ben de hizmet etmekten şeref duyacağım.”

11 Haziran 2012 Pazartesi

Mersin'deki Türkçe olimpiyatları büyüledi


Türkçe Olimpiyatları Mersin İl etkinliği Tevfik Sırrı Gür Stadyumunda bu akşam gerçekleşti.Binlerce kişinini stadyumu doldurduğu etkinliğe Vali Hasan Basri Güzeloğlu,Ak Parti Milletvekilleri Ahmet Tevfik Uzun,Nebi Bozkurt,İl Başkanı Mekin Merter Salt, Büyükşehir belediyesi başkan vekili Erol Ertan,Akdeniz belediye Başkanı Fazıl Türk,Mezitli Belediye Başkanı Uğur Yıldırım ve diğer kent protokolü katıldı.
Türkçe Olimpiyatları için  Türkiye'nin çeşitli illerine 135 ülkeden bin 500 öğrenci geldi.

Çocuklardan Kadınlara Destek!“Kadınlık Bizde Kalsın” Dediler…


Altan Erkekli Sahnesi’nde tiyatro eğitimi gören çocuklar, yılsonu etkinliklerinde sahneye koydukları “kadınlık Bizde kalsın” adlı oyunla, kadının toplum içindeki konumuna parmak bastılar.

Oyun içinde gündemde olan tartışmalara göndermeler yapan çocuklar, özellikle annelerinden büyük alkış aldılar.

Çocuk gelişimi uzmanı ve Drama Eğitmeni Sabahat Tekkanat yönetimindeki oyunda, yönetmen asistanlığını Mahir Okdemir yaparken, teknik masada Mehmet Dutlu görev yaptı.

Altan Erkekli Sahnesi’nde geleneksel hale gelen yılsonu etkinliklerinde, Kadir Aktaşoğlu yönetimindeki Müzik Atölyesi öğrencilerinin mini müzik dinletisi yer aldı.

Tek perde olarak sahnelenen komedi oyununda; Deniz Aydın, Sıla Ekinci, Leyla Dinçer, Beste Bozkurt, Ladin Gökdemir, Vahit Utku İşçimen, Sefa Terzioğlu, Ayça Alara Öner, Aybüke Ozan, Azim Çağrı İşçimen, Yaren Gündoğdu, Volkan Kurtuluş, Şükran Elkuş, Senanur Topçu, Nazlıcan Korkmaz, Ali Kaan Serin, Nehir Saydan, Meliha Ateş, Cansu Çörten, Aleyna Gülşen Sevim, Metehan Bozkurt, Egemen Gerim, Necat Abbak, Doğukan Doğan, Nisa Başdoğan ve Korkmaz Kurt; performanslarıyla izleyicilerin beğenisini kazandılar.

Gösteri sonrası bir konuşma yapan Sabahat Tekkanat; çocukları sanata yönlendirdikleri için velilere teşekkür ederek, “ Biz de sanatın gücünü kullanarak çocuklarımızın, kendini doğru ifade edebilen, yetenekleri gelişmiş birer birey olarak yetiştirmeye çalıştık. Sanatla büyüyen çocuklar, kötü şeylere yönelmezler” dedi.

Atölyeye katılan oyunculara katılım belgesinin verilmesinin ardından etkinlik son buldu.



















“Türkiye İslam Devleti”Ne Sadece İki Durak Kaldi..Ahmet Akın yazdı


Yanlış okumadınız. Bir kez daha tekrar ediyorum: Toplumdaki bu aymazlık devam ettiği sürece “Türkiye İslam Devleti”ne sadece iki durak kaldı. Önce, on yıl önceki Türkiye’yi düşünün ve daha sonra da bugünkü Türkiye’ye bakın. Düşünmek ve bugüne bakmak bazılarına zor gelebilir. Çünkü onlar, başkalarının kendileri adına düşünmesinden ve karar vermesinden oldukça hoşnutlar. Rahatlarının bozulmasını pek istemezler.
Neden, bu yargıya vardığımı kısaca açıklamak istiyorum. Öncelikle, Batı’nın emperyalist güçlerinin Türkiye’ye çizdiği şablon ve verdiği rol bunu gerektiriyor. Hazırlanan stratejiler doğrultusunda plan ve programlar aynen uygulanıyor. Vatan, millet ve bayrak sevgisinden yoksun kadrolarla da işlerini daha kolay yürütüyorlar.
Toplumun yeni düzeni hızlı bir şekilde hazırlanıyor. Tüm kamu idaresinde yapılanma değiştiriliyor, değiştirilemeyenler ise  ortadan kaldırılıyor ve yerlerine yeni düşünülen düzene uygun kadrolar kuruluyor. Güvenlik güçlerine çok önem veriliyor, kendilerine ayakbağı olduklarını düşündükleri ve kırsal alanların güvenliğinden sorumlu jandarma teşkilatının tasfiye edilmesi gündeme alınıyor. Uzaktan kumanda mekanizmasına bağlanan Rektörler yoluyla üniversiteler aynı kalıba sokuluyor. Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay’da işlem tamam. Paşalarımızın ise keyfi yerinde. Türk Ordusu’nun neredeyse tamamının Nato’nun emrine verilmesine sesleri çıkmıyor. 
Diyanet İşleri Başkanı Şeyhülislam rolüne soyunarak, fetva üstüne fetva vererek siyasi destek sağlıyor. İş adamlarımız için paranın rengi önemli değil. İktidarın dolar ve altın sorunu yok. Katar, Suudi Arabistan ve İran, “Ata” uçağıyla üç-dört saatlik mesafede. Toplumun yaşam tarzına müdahale yoğun bir şekilde devam ediyor.
Bir taraftan Din, Allah ve İman sözleriyle halkı kandırırken, diğer taraftan  rüşvet ve yolsuzluğu görmemezlikten geliyorlar. Bir toplumun değişiminde en önemli konunun eğitim olduğunun farkındalar. On yedi milyon öğrencinin okuduğu tüm ilköğretim ve liseler imam hatipleştirildi. Öğrenciler, kitap yerine takke ve seccadeyle okula gidip gelmeye başlayacaklar. Takunya sesleri okulların koridorlarından eksik olmayacak.
Dünyadaki müslüman toplumların bilim, teknoloji, sosyal adalet ve ekonomide neden geride kaldıklarını hiç sorgulamadan, daha katı dini kuralların peşinde koşmanın prim yaptığını anladılar. Medyanın da propagandasıyla halk hayal dünyasında yaşatılıyor. Dinci ve kindar gençliğin her geçen gün sayısının artması iştahlarını kabartıyor. Kara kara düşündükleri tek şey, Atatürkçü, yurtsever, çağdaş yaşamdan yana, dini değerlere saygılı, sosyal adaleti, hukukun üstünlüğün savunan, sürekli sorgulayan ve neden ve sonuç ilişkilerini irdeleyen, üniter devlet yapısından ve pozitif bilimden yana, vatanını, bayrağını ve milletini canı kadar seven büyük bir kitlenin kaya gibi sağlam yapısı ve bütünlüğü.
Belki merak etmişsinizdir. Son iki durağın hangi duraklar olduğunu da belirtelim. Sondan ikinci durak, “Yeni Anayasa” durağı. Son durak ise “Başkanlık Sistemi”durağı. Devlet’in yeni yapısının adını başka birşey de koyabilirler. Örneğin, “Türkiye İslam Cumhuriyeti” gibi.
Osmanlı İmparatorluğu bir islam devletiydi. Türkiye neden olmasın (!). Nasıl olsa, kerameti kendinden menkul Dünya Lideri (!) hazır bekliyor.
Ancak, yüreği Atatürk sevgisi ve aşkıyla dolu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran yiğit savaşçıların gururlu ve onurlu çocukları ve  torunları karanlığa geçit vermemekte kararlı.

Yeminli Mali Müşavir Ahmet Akın

Kızkalesi Belediye Başkanı Kale"Bize sahip çıkın"


Anadolu Spor Gazetecileri Derneği üyesi bir grup gazeteci kuruluşlarının 20. yılı  nedeniyle Mersin’in en önemli turizm değerlerinden biri olan Kızkalesinde biraraya geldi.  Bu anlamlı birlikteliğe Kızkalesi Belediye Başkanı Necati Kale’de katılarak, gazetecilere Kızkalesindeki son gelişmeler ve yaşanılan sorunlarla ilgili önemli bilgiler verdi.

Yaklaşık 20 kişilik bir grubun katıldığı gezinin sabahki bölümünde gazeteciler Belediye Başkanı Necati Kale ile sabah kahvaltısında bir araya geldi. Kahvaltılı toplantıya sahili baştan aşağı yenileyen ve yeni yüzüyle kent turizmin hizmetine sunan  Cafer Giritli ve Şinasi Seyran     de katıldı.  Kahvaltıda bir açılış konuşması yapan ASGD Şube Başkanı Fatih Şahin, Kızkalesinde bulunmaktan dolayı büyük mutluluk duyduklarını ve kent turizmi için büyük önem taşıyan bu alanın yaz sezonunda yine Mersin’in parlayan yıldızı olacağından süphe duymadıklarını söyledi. Şahin “ Yeterince önem vermediğimiz ama kentin imajı için hayati önem taşıyan kızkalesinin tanıtımına katkı sağlamak için buradayız. Bu etkinikten çıkacak  mesajlar umarız bu güzel tatil beldemize katma değer olarak döner.” Dedi.

İMAJIMIZI DÜZELTTİK

Kahvaltıda  gazetecilerin sorularını yanıtlayan Belediye Başkanı Necati Kale Kızkalesinin en büyük sorununun önyargı olduğunu söyledi. İnsanların hafızalarında bu beldenin hep kötü hizmet ve davranışlarla anıldığına dikkat çeken Kale, “ Göreve geldiğim 1999 yılından bu yana bu kötü imajı silmek için elimizden ne geliyorsa yaptık. Gördüğünüz üzere Kızkalesi’nin Antalya’daki sahillerden hiçbir farkı yok. Sorunlarımızı teker teker ardımıza atıyoruz. Özellikle Mersinlilere sesleniyorum, kentinize sahip çıkınız.” şeklinde konuştu.

HUZUR VE GÜVENİ TESİS ETTİK

Hizmet anlayışı ve plaj işletmeciliği açısından son dönemlerde inanılmaz gelişme kaydettiklerini söyleyen Başkan Kale, bin 600’lerde seyreden kış nüfusunun yaz aylarında 50 bini aştığını kaydetti. Kızkalesinde artık hizmet ve güvenlik açısından hiçbir sorun yaşanmadığına dikkat çeken Kale, “ İnsanlarımızın aileleriyle huzur içinde tatillerini geçirebilecekleri bir ortamı tesis ettiğimiz için çok mutluyuz. Bu sezonda yine önemli sanatçılarımızı beldemizde ağırlayacağız. Özel programlar için gerekli başvurularımızı bu senede yaptık. Ayrıca Akdeniz Oyunlarında gerçekleştirilecek olan beach-voley müsabakalarının bir provası niteliğinde bir turnuva düzenlemek için gerekli çalışmalarıda yaptık. Önümüzdeki günlerde bu konularla ilgili kamuoyunu bilgilendireceğiz.” Dedi.

YÖNETİCİLERİMİZDEN İNİSİYATİF İSTİYORUZ

Vali Hasan Basri Güzeloğlu’nun kente ilk geldiği günden bu yana kendilerine yardımcı olduğunu da vurgulayan Başkan Necati Kale, “ Kızkalesi Mersin’in dünyaya açılan pencerisidir. En önemli görselidir. Buna rağmen bazı sorunlar yaşıyoruz. Ülkemizde maalesef bürokrasi ve demokrasinin savaşı var .. Ve hep bundan bürokrasi galip çıkıyor. İşte size örnek. bir tatil beldesi olmamıza rağmen gürültü kirliliği nedeniyle belli bir saatten sonra yasalara takılıyoruz. Saat 12den sonra eğlence merkezlerine dayatılan kurallar turizm anlayışını baltalıyor. Tatil beldelerin yaşam 12 den sonra başlıyor.  Yılda yapılacak birkaç etkinlik bu yasal düzenleme nedeniyle sorun haline geliyor .Bu konuda esneklik ve inisiyatif bekliyoruz.” dedi.

BÜYÜKŞEHİR YASASI OLUMSUZ ETKİLER

Çıkarılacak olan Büyükşehir yasasından negatif anlamda etkilenecek beldelerin başında Kızkalesinin olacağını söyleyen Başkan Kale, “Burası özel bir turistik bölge ve özel bir hizmete ihtiyacı var. Susanoğlu, Ayaş, Narlıkuyu gibi çok sayıda turistik alan da bu olumsuz etkilenmeden payını alacak. Ancak en çok etkilenecek olan yer Kızkalesi’dir. Çünkü burası özellikle yerli turistlerin en çok kullandıkları alan.. Bu nedenle 24 saat hizmet gereklidir.

Biz  karışıklı ve sorun karşısında personelimiz direkt olarak müdahale ediyor. Belediye hizmeti açısından 112 gibi hizmet veriyoruz. Büyükşehir olsa bu derece hızlı hizmet verilebilir mi? Özverili hizmet için bölgenin insanı olmak lazım.” Şeklinde konuştu.

KALEYİ GÜNEŞ ENERJİSİ İLE AYDINLATACAĞIZ

Kızkalesinin aydınlatılması konusunda da gazetecilere bilgi veren Başkan Kale , “Denizin içinde olan kalenin aydınlatma işi ile ilgili bir proje ürettik. Bu üstelik enerjinin tamamını güneşten sağlamak gibi büyük ve çevreci bir proje. İhaleler yapıldı ve 17 Haziran’da da yer tahsisi yapacağız. Led aydınlatma ile gece bile kalenin tüm ayrıntıları görülebilecek. Şu anki durum geçici. Biz belediyenin imkanları ve  kablo sistemi ile ancak bu kadar aydınlatabiliyoruz.” Diye konuştu.

İLÇE OLMAK İSTİYORUZ

Bazı beldelerin birleşerek ilçe haline gelmesi konusunda kendilerinin de projesi olduğunu söyleyen Başkan Kale, bu konuda henüz olumlu yanıt alamadıklarını söyledi. Narlıkuyu, Esenpınar ve Kumkuyu ile birleşerek bir sahil ilçesi olmak için proje ürettiklerini söyleyen Kale, “ Projeyi il başkanımız Başkabakanımıza sundu. Çok ta beğendiğini söyledi ama son öğrendiğimize göre böyle bir düşüncesi olmadığını söylemiş. Çok üzüldük. Oysa kabul edilse çok güzel bir turizm ilçesi olabilirdik.. Ama bu konudaki çabamızı sürdüreceğiz. Kızkalesinin markalaşması konusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz. Başbakanımız eğer gelip bu beldeyi görse eminim ki fikri değişir. “ dedi.

SESİMİZİ DUY MERSİN

Son olarak kentin dinamiklerine de seslenen Başkan Kale, adeta terzi kendi söküğünü dikemez durumunda olduklarına dikkat çekti. Kale “ Çevre illerden milletvekilleri, idareciler Kızkalesi’nde tatil yapıyor ama bizim ne bürokratlarımız ne kent yöneticilerini buraya çekemiyoruz. Kızkalesinde tatil mi yapılır diyenler bu kentte tek mavi bayraklı plaja sahip olduğumuzu unutmamalılar.  Diğer mavi bayrak alan yerlerin tamamı, özel tesisler. Biz tüm plaj ve bölge için mavi bayrak almışız. Bu derece kendimize güveniyoruz. Ama heryere duyurduğumuz sesimizi bir Mersinlilere duyuramıyoruz.. Bu önyargı artık ortadan kalkmalı” dedi. .

Faruk Akar CHP İl başkanı oldu



Oylama sonucunda:
Faruk Akar 297 oy,
Bora Yorulmaz 264 oy,
Ahmet Yorgun 34 oy aldı.

Bu sonuçlara göre Mehmet Faruk Akar il başkanlığına seçilmiş oldu.

FARUK MEHMET AKAR’IN YÖNETİM KURULU LİSTESİ
Şenol Akşanlı, Sıtkı Dev, Kenan Erten, Ayla Gündoğdu, Selahattin Has, Ali İlk, Zeki Karakoyun, Ender Can Kayıhan, Nihat Kırılmaz, Mesut Kıvılcım, Harika Levant, Pınar Oru, Mehmet Özcan, Suha Özen, Salman Özipek, Gülriz Fidan Salcı, Fatma Aliye Sözcü, Jale Taştan, Ahmet Toros, Sezan Uçan, Bünyamin Uçar, Rana Ulay, M. Duran Üstül, Mehmet Yeşil

KURULTAY DELEGELERİ
Faruk Mehmet Akar, Merih Akın, Çağatay Akyürek, Cengiz Düzgün, Mustafa Erkoç, Cengiz Gökçel, Mehmet Güner, Dilara İlk, Çiğdem Kartal, Hidayet Oğuz, Macit Özcan, Yelda Özcan, Mehmet Özel, Semih Palamut, Güler Sayılır, Ayşegül Sungur, Aziz Vural, Cemal Yaz, Ulaş Yılmaz, Ali Yüksel, Hayriye Zil

Mersin CHP'de oy kullanma işlemi 19.20 de başladı.İşte aday yönetim listeleri


Protokol konuşmaları, liste oylanması,delegelerin ve adayların konuşması seçimlerin geç başlamasına neden oldu.
Seçimde oy atma işlemi 4 ayrı sandıktan yapılıyor.
Seçim sonucunu ilerleyen saatlerde inovatifhaber.com da bulabilirsiniz.