11 Haziran 2012 Pazartesi

“Türkiye İslam Devleti”Ne Sadece İki Durak Kaldi..Ahmet Akın yazdı


Yanlış okumadınız. Bir kez daha tekrar ediyorum: Toplumdaki bu aymazlık devam ettiği sürece “Türkiye İslam Devleti”ne sadece iki durak kaldı. Önce, on yıl önceki Türkiye’yi düşünün ve daha sonra da bugünkü Türkiye’ye bakın. Düşünmek ve bugüne bakmak bazılarına zor gelebilir. Çünkü onlar, başkalarının kendileri adına düşünmesinden ve karar vermesinden oldukça hoşnutlar. Rahatlarının bozulmasını pek istemezler.
Neden, bu yargıya vardığımı kısaca açıklamak istiyorum. Öncelikle, Batı’nın emperyalist güçlerinin Türkiye’ye çizdiği şablon ve verdiği rol bunu gerektiriyor. Hazırlanan stratejiler doğrultusunda plan ve programlar aynen uygulanıyor. Vatan, millet ve bayrak sevgisinden yoksun kadrolarla da işlerini daha kolay yürütüyorlar.
Toplumun yeni düzeni hızlı bir şekilde hazırlanıyor. Tüm kamu idaresinde yapılanma değiştiriliyor, değiştirilemeyenler ise  ortadan kaldırılıyor ve yerlerine yeni düşünülen düzene uygun kadrolar kuruluyor. Güvenlik güçlerine çok önem veriliyor, kendilerine ayakbağı olduklarını düşündükleri ve kırsal alanların güvenliğinden sorumlu jandarma teşkilatının tasfiye edilmesi gündeme alınıyor. Uzaktan kumanda mekanizmasına bağlanan Rektörler yoluyla üniversiteler aynı kalıba sokuluyor. Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay’da işlem tamam. Paşalarımızın ise keyfi yerinde. Türk Ordusu’nun neredeyse tamamının Nato’nun emrine verilmesine sesleri çıkmıyor. 
Diyanet İşleri Başkanı Şeyhülislam rolüne soyunarak, fetva üstüne fetva vererek siyasi destek sağlıyor. İş adamlarımız için paranın rengi önemli değil. İktidarın dolar ve altın sorunu yok. Katar, Suudi Arabistan ve İran, “Ata” uçağıyla üç-dört saatlik mesafede. Toplumun yaşam tarzına müdahale yoğun bir şekilde devam ediyor.
Bir taraftan Din, Allah ve İman sözleriyle halkı kandırırken, diğer taraftan  rüşvet ve yolsuzluğu görmemezlikten geliyorlar. Bir toplumun değişiminde en önemli konunun eğitim olduğunun farkındalar. On yedi milyon öğrencinin okuduğu tüm ilköğretim ve liseler imam hatipleştirildi. Öğrenciler, kitap yerine takke ve seccadeyle okula gidip gelmeye başlayacaklar. Takunya sesleri okulların koridorlarından eksik olmayacak.
Dünyadaki müslüman toplumların bilim, teknoloji, sosyal adalet ve ekonomide neden geride kaldıklarını hiç sorgulamadan, daha katı dini kuralların peşinde koşmanın prim yaptığını anladılar. Medyanın da propagandasıyla halk hayal dünyasında yaşatılıyor. Dinci ve kindar gençliğin her geçen gün sayısının artması iştahlarını kabartıyor. Kara kara düşündükleri tek şey, Atatürkçü, yurtsever, çağdaş yaşamdan yana, dini değerlere saygılı, sosyal adaleti, hukukun üstünlüğün savunan, sürekli sorgulayan ve neden ve sonuç ilişkilerini irdeleyen, üniter devlet yapısından ve pozitif bilimden yana, vatanını, bayrağını ve milletini canı kadar seven büyük bir kitlenin kaya gibi sağlam yapısı ve bütünlüğü.
Belki merak etmişsinizdir. Son iki durağın hangi duraklar olduğunu da belirtelim. Sondan ikinci durak, “Yeni Anayasa” durağı. Son durak ise “Başkanlık Sistemi”durağı. Devlet’in yeni yapısının adını başka birşey de koyabilirler. Örneğin, “Türkiye İslam Cumhuriyeti” gibi.
Osmanlı İmparatorluğu bir islam devletiydi. Türkiye neden olmasın (!). Nasıl olsa, kerameti kendinden menkul Dünya Lideri (!) hazır bekliyor.
Ancak, yüreği Atatürk sevgisi ve aşkıyla dolu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran yiğit savaşçıların gururlu ve onurlu çocukları ve  torunları karanlığa geçit vermemekte kararlı.

Yeminli Mali Müşavir Ahmet Akın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder