Belediye Toplantıları Ve Yeni Fuar Ve Gezi Güzergahları...Harun Arslan yazdı

Son Büyükşehir Meclis Toplantısında kentimizin kültürüne, dış ilişkilerine ve özellikle de son günlerde atak üstüne atak yapan turizm dinamiklerimizin katkılarıyla yakında gelecek patlama ve sıçramaları beklediğimiz turizmimize yeni katkılar sağlayacak önemli kararlar alındı.
Başkurdistan’ın Başkenti Ura kenti ile Mersin kardeş şehir ilan edildi.Hemen arkasından Ura şehrine bir gezi kararı alındı.
Bununla beraber diğer Japon kardeş şehrimiz Kuşimato’ya ve Alman kardeş şehrimiz Oberhausen’a da gezi kararı alındı.
Önümüzdeki günlerdeki turizm fuarları ise;
22 Mayıs Frankfurt
23 Mayıs Riyad
2  Haziran Seul
8  Haziran Tahran
14 Haziran Hongkong
Yani önümüzdeki günler kent yurtdışı gezileri ile geçecek.
Özel olarak bu gezilerde giderlerini kendileri karşılayan turizmcilerle ilgili tabii ki bir sorun yok, istedikleri fuara giderler, istedikleri kadar yurt dışında kalırlar, onların turizmde patlama, sıçrama yapma, turist akını sağlama, karşılıklı iki ülkenin ilişkilerini geliştirme, ticareti arttırma gibi bir yükümlülükleri de yoktur.
Fakat MTSO ve Belediye bütçesi ile yani kentin parası ile gidenler bu gezilerin sonunda bunun ülkemize ve kentimize ne yarar sağladığını açıklamak zorundadırlar.

Geçtiğimiz hafta Kemer’de bir bayi toplantısında olan arkadaşımla telefonla görüştüm. Orada turist olup olmadığını sordum. Kaldıkları otelin ve Kemer’de her yerin turist dolu olduğunu söyledi.
Ben Mersin’de en son ne zaman bir turist gördüğümü kendi kendime sordum. Şehir merkezinde ne zaman gördüğümü hatırlayamadım. Demek ki hiç görmemiştim. Fakat geçtiğimiz hafta Kızkalesi’nde Turizm Sezon Açılış Töreninde birkaç tane turist görmüştüm.
Kızkalesi ise beton yapılaşmasıyla ayrı bir felaket. Havaalanı, turistik tesisler ve alt yapı sağlandıktan sonra dahi Kızkalesi bu günkü yapısıyla turizmin asla gelemeyeceği bir yer. Anayol ile deniz arasında aslında hiçbir bina yapılmaması gerekirken, kumsal üzerine yapılmış binalara ilave bir de Kızkalesi’nin ilçe olduğunu düşünürsek herhalde denize kadar binalar yapılır, belki de deniz doldurulup, deniz içindeki kaleye kadar imara açılır.

Sanırım Mersin’de turizmle hiç alakası olmayan bir kişiye dahi sorsanız, Havaalanı ve yeterli tesis ve yatak olmadığı sürece asla turist gelmeyeceğini söyleyecektir.
Tabii Antalya’ya gelen 11 milyon turiste karşılık Mersin turizm dinamikleri birkaç bin turisti turizm patlaması olarak kabul ederek hedefi bu kadar küçülteceklerse söyleyecek bir söz yok.
Artık kentimizde yıllardır insanlarımızı umutla oyalayan ama sonunda da hiçbir şey başaramayan kurumlarımızı ve kişileri sorgulama zamanı geldi. Buna da alışılması ve kentin ve insanlarının artık yeni bir dönemde olduğunun kabul edilmesi gerek.
Her konuda büyük imkanlara sahip kentimizin, elindeki imkanları en kullanamadığı alanın turizm olduğu gerçeği de unutulmamalıdır.

Ve tabii ki şeffaflık, Akdeniz Belediyesi’nin yaptığı son Basın toplantısında belirtildiği gibi tüm kent bütçesinden yapılan giderlerin açıklanması gerek.

Yerel seçimlerin yaklaştığını ve bu defa her seferinden daha çekişmeli olacağını hissettiren Belediyelerin Tanıtım Basın Toplantıları da bir taraftan sürüyor.

Kısa bir süre önce Toroslar Belediyesi Belediye Hizmetlerini tanıtan bir basın toplantısı yapmıştı. Bu toplantıya katılmadım.              Günümüzde belediye çalışmalarını park ve kaldırım yapma olarak gören yaptığı en küçük bir hizmeti dahi abartan bir belediyecilik anlayışını kabullenmek zor.

Farklı bir belediyecilik anlayışı olan Akdeniz Belediyesini merak ederek, geçtiğimiz haftaki Akdeniz Belediyesi’nin Belediye hizmetlerini tanıtan basın toplantısına katıldım.
Basın toplantısını uzun uzun anlatacak değilim.
Yalnızca iki durumdan söz etmek istiyorum;
Bu tür basın toplantıları genelde;
•    Saatinde başlamaz,
•    Katılacak Başkan salonun tam dolması için geç gelir,
•    Başkanın salona girişi bir tören şeklindedir,
•    Basın toplantısı sonunda Başkanın yoğunluğundan dolayı soru alınmaz,
•    Ya da zaman sınırlanmasından dolayı çok az soru alınır,
Tüm bunların hiç biri olmadı. Başkan saatinde, törensiz olarak salona geldi. Herkese tek tek hoş geldin diyerek ev sahipliği yaptı. Tüm sorulara cevap verdi. Soru kalmayıncaya kadar salonu terk etmedi.

İkinci olarak da Akdeniz Belediyesinde gerçek şeffaf belediyeciliği görüyoruz. Tüm hesapları açık. Herkes her zaman istediğini  sorabiliyor ve öğrenebiliyor.

Bu iki konu kentimizde diğer kurumlara örnek olmalı.
Özellikle şeffaflık konusu. Bazı hesaplar sorulmadan açıklanmalı.
Benim hep uzun zamandır merak ettiğim, belki de hiç öğrenemeyeceğim kentle ilgili unutulması beklenen bir çok hesap var.

Akdeniz Belediyesi’ne güzel yaptıkları yanında iki de eleştirim var.
Türkçe, Kürtçe ve Arapça olarak üç dilde bir ajanda yaptıran Akdeniz Belediyesi Belediye hizmetlerini anlatan slayt gösterisindeki şarkı ve türküleri de tek bir dil yerine bu üç dilde yapsa daha kucaklayıcı olurdu.

Birde Parklara isim verme konusu önemli. Bir parka verilen bir kişinin ismi o bölgede oturan, o parkı kullanan kişilerin tümü tarafından kabul görmeli. Buna bir kişi dahi karşı olsa o isim konmamalı. Herkesin ortak birleşeceği bir isim hiçbir zaman olamayacağına göre, o zaman ya isim konulmamalı yada herhangi bir çiçek veya bitki adı verilmeli.
Maalesef Belediyelerin siyasi duruşlarına göre parklara verilen isimler ayrımcılığa yol açabilir.
Mersin barışında üzerine önemli bir rol düşen Akdeniz ve Toroslar Belediyeleri siyasi görüş ve duruşlarına göre parklara isim verdikçe ayrımcılığa yol açarak geleneksel Mersin hoşgörüsünü zorlamamış olacaklardır. Bir günde yeni gelecek Belediye bu isimleri değiştirecek.

Herhalde Toroslar ve Akdeniz Belediyelerinin tanıtım toplantılarından sonra Mezitli ve özellikle yaptığı hizmetlerden neredeyse hiç söz etmeyerek fazla mütevazilik gösteren Yenişehir Belediyelerinin de birer tanıtım toplantısı yapmaları zamanı gelmedi mi?.

Harun Arslan